YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/17006
KARAR NO : 2019/7609
KARAR TARİHİ : 17.06.2019
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 12.06.2019 Çarşamba günü davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının 10.05.2006 tarihli kazaya karışan aracın sebep olduğu ölüm nedeniyle ödediği tazminatın rücuen tahsili için araç maliki olduğu iddiası ile davacı aleyhine icra takibi başlattığını, takibin kesinleştiğini, kazaya karışan araçla davacının bir ilgisi bulunmadığını ve davalının davacıya rücu hakkı olmadığını belirterek davacının icra takibine konu 23.509,11 TL. borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş; 29.01.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle, icra baskısı altında 29.200,00 TL’nin ödendiği belirterek davaya istirdat davası olarak devam edilmesini ve 29.200,00 TL’nin ödeme tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 29.200,00 TL’nin davacının ödeme tarihi olan 01.03.2012’den işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, … Yönetmeliği gereği davalının dava dışı 3. kişiye ödediği bedelin, araç maliki olduğu iddia edilen davacıdan rücuen tahsili istemiyle başlatılan icra takibine konu bedel yönünden, davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı taraf davasını menfi tespit istemiyle açmış; yargılama sırasında icra dosyasına ödeme yaptığı için de davasına istirdat davası olarak devam etmiştir.
Davalı …, … Yönetmeliği’nin 16/1. maddesindeki rücu hakkına dayanarak, zarara sebep olduğu ileri sürülen aracın maliki olduğunu iddia ettiği davacı aleyhine rücuen tahsil amacıyla icra takibi başlatmıştır. Davacı taraf, davacının araç maliki ya da işleteni olmadığı iddiası ile borçlu olmadığının tespitini istemiş; mahkeme ise, kazaya karışan aracı davacı adına satın aldığı iddia edilen …’e davacı tarafından verilmiş bir vekaletname bulunmadığı ve aracın davacıya teslim edildiğinin ispatlanamadığı; davaya konu kaza tarihinden sonra aracın davacı tarafından değil dava dışı 3. kişiler tarafından satışının yapıldığı; davalının ödediği tazminattan davacının sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle, davacı isteminin kabulüne karar vermiştir.
Davacının işleteni olduğu iddia edilen aracın, dava dışı 3. kişi adına kayıtlı ve yine dava dışı … Sigorta A.Ş. tarafından kasko poliçesi ile sigortalı olduğu dönemde çalındığı; bulunduktan sonra kasko sigortacısı … Sigorta A.Ş’ye teslim edildiği; kasko şirketi tarafından açılan ihalede 8.000,00 TL. sovtaj bedeli ile dava dışı …’e satıldığı ancak bu kişi adına tescilinin yapılmadığı; davaya konu edilen kaza tarihinden sonraki 16.05.2006 tarihinde, dava dışı … (vekaleten …) adlı kişiye satış ve adına tescilinin yapıldığı, dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Davalının davacıya rücu hakkını kullanabilmesi için, aracın davacı adına satın alındığı iddia edilen 21.04.2006 tarihi ile kaza tarihi olan 10.05.2006 tarihleri arasında aracın fiili hakimiyetinin kimde olduğu ve davacının araç üzerinde zilyetliğe (doğrudan ya da yardımcıları vasıtasıyla) sahip olup olmadığının net biçimde saptanması gerektiği açıktır. Davacı adına aracı satın aldığı iddia edilen … adlı kişinin ve 16.05.2006’da vekaleten aracın satışını yapan …’ın davacı çalışanı olup olmadığı araştırılmalı; araca ait trafik sicil kayıtlarının tamamı incelenerek sonuca ulaşılmalıdır. Mahkemenin bu konularda yaptığı araştırma yetersizdir.
Bu durum karşısında mahkemece; kazaya karışan araca ait trafik tescil dosyasının tamamının (bilhassa çalındıktan sonra bulunması üzerine düzenlenen araç çekme belgeleri ile 16.05.2006 tarihinde yapılan satış ve tescile ilişkin dayanak belgelerin) ilgili yerden getirtilmesi; davacı adına aracı satın aldığı iddia edilen … adlı kişi ile 16.05.2006 tarihindeki satış işlemini vekaleten yapan ve vekalet veren kişilerin anılan tarihlerde davacı çalışanı olup olmadığının SGK’dan sorulup dayanak belgelerin getirtilmesi; gerektiğinde davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarında inceleme yapılıp 20.04.2006 tarihinde 8.000,00 TL. sovtaj bedelinin … Sigorta’ya ödemesinin davacı tarafından yapılıp yapılmadığının araştırılması; tüm bu araştırmalardan sonra, davacının araç üzerinde doğrudan ya da yardımcıları (çalışanları) vasıtasıyla zilyet olup olmadığı ile zilyetliğin süresi de belirlenerek araç işleteni sıfatı tartışılıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 17/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.