Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/16660 E. 2019/6756 K. 27.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/16660
KARAR NO : 2019/6756
KARAR TARİHİ : 27.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, 25.05.2004 tarihinde davalının işleteni olduğu, dava dışı sürücü Oktay idaresindeki aracın karıştığı trafik kazası sonucu, … ‘nın yaralandığını, sürücü Oktay’ın %100 oranında kusurlu olduğunu, … ‘ya mahkeme kararı ile hüküm altına alınan 17.782,41 TL (10.000,00 TL asıl alacak+ faiz +vs) tazminat ödendiğini, ödemenin tahsili için başlatılan icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu beyanla, itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, alacağın zamanaşımına uğradığını ve davacının gereksiz ödeme yaptığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile … İcra Müdürlüğünün … sayılı icra takibine davalı borçlu … tarafından yapılan itirazın 17.782,41 TL asıl alacak, 364,54 TL işlemiş faizin takip tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili yönü ile devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, takip konusu asıl alacak miktarının %40’ı oranında 7.112,96 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, teminat artış zeyilnamesi yapılmadığından dolayı, davalı işletene ait aracın karıştığı trafik kazası sonucu yaralanan 3. kişiye davacı … tarafından ödenen tazminatın, rücuen tahsili istemine ilişkin itirazın iptali davasıdır.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinde belirtilen teminat miktarları yetkili merciler tarafından artırıldığı takdirde, artan miktar için zeyilname düzenlenmemiş olması durumunda zorunlu trafik sigortacısının artan limitten sorumlu olmayacağı, ancak; 31.12.2003 tarih ve 25333 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan düzenlemeye göre; 01.01.2004 tarihinden sonra düzenlenecek poliçeler için geçerli olmak üzere, zeyilname düzenlenmese de sigorta şirketinin artan limitle sorumlu olacağının belirtildiği, somut olayda; dosyada mevcut zorunlu mali sorumluluk poliçesinin 03.10.2003-03.10.2004 vadeli ve davaya konu kazanın 25.05.2004 tarihinde meydana geldiği, 2003 yılında düzenlenmiş ve süresi devam eden poliçelerle ilgili olarak mevzuat değişikliğinde yeni teminat tutarları üzerinden zeyilname düzenlenmesi zorunluluğu getirildiği, bu nedenle, mevzuat değişikliğinde maddi zararlar bakımından zeyilname düzenlenmesi zorunluluğu bulunduğu, dosya kapsamından davalı sigortalı tarafından limit artışıyla ilgili ek prim ödenerek zeyilname düzenlenmediğinin anlaşıldığı, bu halde, davacı …’nın teminat artış zeyilnamesi yapılmadığından dolayı, davalı işletene ait aracın karıştığı trafik kazası sonucu yaralanan 3. kişiye tazminat ödeme yükümlülüğünün bulunduğu ve dolayısıyla ödediği tazminatı, davalı işletenden rücuen tahsilini isteyebileceğinin de açık olmasına, alacaklı Güvence Hesabının zamanaşımının kesilmesi için, icra dosyasında takibin devamını sağlayıcı nitelikte taleplerde bulunduğunun ve takibi işlemsiz bırakmadığının ve yine itirazın iptali davasının hak düşürücü süre içerisinde açıldığının anlaşılmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı vekili temyiz aşamasında, davacı … (limit 10.000,00 YTL ile sınırlı olmak kaydı ile) ile davalı …’ın da aralarında bulunduğu diğer davalıların dava dışı …’ya tazminat ödemesine karar verilen Manavgat 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/732 E- … K sayılı dosyasında devam eden yargılama esnasında … ile dava dışı …,… vekilleri Av. … ve Av. … aralarında akdedilen 30.04.2007 tarihli protokol (…dava konusu tazminat ile
ilgili olarak … (işleten) ve … (sürücü) tarafından … ‘ya avukatlık ücreti ve yargılama giderleri dahil 115.000,00 YTL ödeneceğine… dair), 17.05.2007 tarihli ek protokol (…mahkeme kararının sigorta şirketleri aleyhine icraya konulacağı ve sigorta şirketlerinden tahsilat yapılacağına …dair) 08.10.2008 tarihli ibraname ve belge (…30.04.2007 tarihinde akdedilen beş (5) maddelik protokolde bahsi geçen ve …’ya teslim edilen her biri 3.810 Euro bedelli 14 adet bononun peyder pey nakit olarak elden ödendiği ve … ile …’dan alacağı kalmadığına ve bu kişilerin ibra edildiğine …dair) başlıklı üç (3) adet belge ibraz ederek, dava konusu borcun müvekkili tarafından dava dışı … ‘ya ödendiğini ileri sürerek, davacıya borçları olmadığını belirtmiştir.
Bu halde, söz konusu belgeler değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi, doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 27/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.