Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/16643 E. 2018/12698 K. 25.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/16643
KARAR NO : 2018/12698
KARAR TARİHİ : 25.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı alacaklı vekili, borçlu davalı … İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak malvarlığı bulunmadığı ve hakkındaki takipleri sonuçsuz bırakmak için dava konusu taşınmazını önce ortakları arasında organik bağ bulunan diğer davalı Gb Tarım Turz. İnş. Taah. San. ve Tic. A.Ş.’ye devredildiğini daha sonrada davalı …’ya devredildiğinden bu devirlere ilişkin tasarrufların iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, davanın görülebilmesi için gerekli aciz belgesinin sunulmadığı, danışıklılığın söz konusu olmadığından haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, aciz belgesi sunulmadığından bahisle davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmiş hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK’nın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyiniyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve
dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278,279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda, dava dayanağı takip dosyalarından borçlu adreslerinde 18.11.2014 ve 05.11.2014 tarihlerinde haciz yapıldığı ve hacze kabil mal bulunmadığı anlaşıldığından bu haciz tutanakları İİK’nun 105.maddesi anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğundan davanın esasına girilerek, taraf delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 25/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.