Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/16299 E. 2019/7062 K. 30.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/16299
KARAR NO : 2019/7062
KARAR TARİHİ : 30.05.2019

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 21.05.2019 Salı günü davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkiline sigortalı işyerinde hırsızlık sonucu hasar meydana geldiğini, sigortalıya 50.000,00 TL ödendiğini, davalının, sigortalı işyerinin içinde bulunduğu otogarın güvenlik ve koruma işini sözleşme ile üstlendiğini, davalının zarardan sorumlu olduğunu açıklayıp ödenenin rücuan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili ile otogarın işletmecisi olan Avrasya Terminal İşletmeleri A.Ş. ile aralarında özel güvenlik sözleşmesi bulunduğunu, müvekkilinin davaya konu hırsızlık olayının bulunduğu otogarda hizmet verdiğini, davacı veya sigortalısı ile bir bağlantısı olmadığını, sigortalı tarafından ödenen bir aidat almadığını, davacının varsa bir rücu hakkını Avrasya Terminal İşletmeleri AŞ’ye karşı kullanılabileceğini, müvekkil ile Avrasya Terminal İşletmeleri A.Ş. arasında da koşulları varsa ancak bir rücu ilişkisi olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; dava dışı sigortalının işyeri güvenliğini kendisinin bir çalışan ile sağladığı, davalı şirketin otogarın genel güvenliğinden sorumlu olduğu, ayrıca işyerlerinin güvenliğinden sorumlu olmadığı, dolayısıyla davalının sorumlu olmadığı bölgede gerçekleşen hırsızlık olayından doğan zararı karşılama yükümlülüğünün bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dava işyeri sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, sigortalının dava dışı Avrasya Terminal İşletmeleri A.Ş.’nin işlettiği otogarda kiracı olarak lastik depolama ve satış işi yaptığını, 10.04.2012 günü 20:45-24:00 arasında meydana gelen hırsızlık neticesinde 68 adet otobüs lastiğinin çalındığını, sigortalının zararının müvekkilince karşılandığını, davalının ise sigortalının kiracı olarak bulunduğu otogarın güvenliğini sağlamayı üstlendiği için zarardan sorumlu olduğunu açıklayıp rücuan maddi tazminat talebinde bulunmuş, davalı vekili zarardan sorumlu olmadığını ileri sürmüş, mahkemece dava dışı sigortalının işyeri güvenliğini kendisinin bir çalışan ile sağladığı, davalının otogarın genel güvenliğinden sorumlu olduğu, otogardaki işyerlerinden sorumlu olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Sigortalının işyerinin bulunduğu otogarın işletmecisi olan Avrasya Terminal İşletmeleri A.Ş. ile davalı arasında imzalanan özel güvenlik hizmet sözleşmesinin 5. maddesinde davalının görev alanı sınırlarının koruma ve güvenlik planında belirleneceği düzenlenmiştir. Otogar işletmecisi ile davalı arasında düzenlenen “Koruma ve Güvenlik Planı”nda; güvenlik ve koruma hizmetinin ayrıntıları ve neleri kapsadığı düzenlenmiştir. Buna göre; yangına karşı alınacak önlemler, yangın sonrası uygulanacak hareket tarzı, Doğalgaz Kaçağı, deprem, hırsızlık eylemlerine karşı alınacak önlemler ve hareket tarzı şeklinde görev ve hizmete ilişkin ayrıntılı, maddeler halinde düzenlemelere yer verilmiş, bu düzenleme kapsamında hırsızlığa karşı alınacak önlemlere yönelik olarak; kapalı devre kamera sistemi, alarm sistemi, özel alarm haber alma merkezine bağlı alarm sistemi, darbe sensörü monteleri, giriş çıkışlarda ne gibi kontroller yapılacağı ve zemin katlardaki işyerlerinin camlarında demir parmaklık vs.
önleyici tedbirlerin alınıp alınmadığına ilişkin açıklamalara yer verilmiştir. Özel Güvenlik Görevlileri Görev Yeri Özel Talimatı başlıklı düzenlemenin 2. maddesinde “Otogarda faaliyet gösteren mekanlar ile bu mekanlarda çalışanların ve müşterilerin gözetim, denetim, kontrol ve güvenliğini sağlamak,” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Buna göre sözleşme hükümleri ve özel talimat maddelerinde davalının meydana gelen zarardan sorumlu olduğu ile belirlenmiştir. Davalının koruma ve güvenlik hizmetinin kaç kişi ile ne şekilde yerine getireceği, personel sayısı gibi hususlar davalının sorumluluğun belirlenmesi açısından davacı/sigortalı 3. kişiye karşı ileri sürülebilecek hususlar değildir. Davalının, işyerlerinin de güvenliğini üstlendiği sözleşme ile sabittir. Bu nedenle mahkemenin “…davalının sorumluluğunun otogarın genel asayiş ve düzeni sağlamak için tasarlandığı ve buna göre planlama yapıldığı, işyerlerine gelen giden eşyalar hakkında özel güvenlik görevlilerine herhangi bir görevlendirmenin olmadığı, ayrıca işyerlerinin açılış kapanışının kontrol edileceğine dair bir görevlendirmenin de olmadığı, hırsızlık olayının gerçekleştiği işyerinin davalı güvenlik şirketinin sorumluluk alanında bulunmadığı,…” yönündeki gerekçe, özellikle yukarıdaki “özel görev talimatı” ve hırsızlığa karşı önlemler konusunda otogar alanında bulunan mevcut binaların zemin katlarında ve meskun mahaller ile yaya trafiğinden uzak ışıklandırması zayıf bölge ve alanlarda kalan bölümlere ilişkin sözleşmede düzenlemeye gidilmiş olması karşısında davalının sorumluluğunun otogarın genel asayiş ve güvenli ile sınırlandırılmadığı, davalının bu özel ve ayrık düzenlemeler ile otogardaki işyerlerinin de sorumluluğunu üstlendiği anlaşılmaktadır. Sigortalının işyerinin güvenliği konusunda yeterli güvenlik önlemi alıp almadığı ise sigortalının müterafik kusuru kapsamında değerlendirilebilecek bir husus olup davalının sorumluluğunun belirlenmesinde esas alınamaz.
Buna göre davalının meydana gelen zarardan sorumlu olduğu gözetilerek işin esasına girilerek, davacının rücu edebileceği gerçek zarar miktarı belirlendikten sonra sigortalının kendi güvenliği için aldığı önlemlerin yeterli olup olmadığı konusunda müterafik kusurunun bulunup bulunmadığının ve bu nedenle zarardan indirim yapılmasının gerekip gerekmediğinin de tartışılarak sonucuna göre bir
karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 30/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.