Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/16065 E. 2017/9179 K. 17.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/16065
KARAR NO : 2017/9179
KARAR TARİHİ : 17.10.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-
Davacı vekili, davalı kamu borçlusu … hakkında 6183 sayılı yasa gereğince takip yapıldığını, alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla dava konusu taşınmazı diğer davalı …’a devrettiğinden davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemenin, davanın reddine ilişkin kararı, dairemizin 04.05.2015 tarih 2013/21335 Esas 2015/6454 Karar sayılı ilamı ile, vergi borcunun 2010/-1 ve 12 ayları dönemini de kapsadığı tasarrufun ise bu tarihten sonra 30.09.2010 tarihinde yapıldığından işin esasına girilerek tüm deliller toplandıktan sonra sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Bozmadan sonra mahkemece, satış bedeli ile taşınmazın gerçek değeri arasında önemli oransızlık olduğundan bahisle davanın kabulü ile 28.09.2012 itibari ile vadesi gelmiş 92.098,00 TL vergi borcu ile sınırlı olmak üzere tasarrufun iptaline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava 6183 sayılı yasanın 24. ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin tüm davalı … yönünden ise taşınmazlar üzerindeki ipotekler
dikkate alındığında satış bedeli ile gerçek değer arasında önemli oransızlık bulunmamakla birlikte, davalı …’ın 30.09.2010 tarihinde dava konusu taşınmaz dahil, borçlu ve borçlunun temsilcisi olduğu şirketlere ait 15 adet taşınmazın aynı gün satışın yapılması yaşam deneyimlerine uygun olmayıp 6183 sayılı Yasa’nın 30.maddesine gereğince geçirsiz bulunmasına göre aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava konusu taşınmazın devir (tasarruf) tarihi olan 30.09.2010 tarihindeki kamu borçlusunun vergi asıl ve cezaları ile birlikte toplam borcunun belirlenerek o miktarla sınırlı olarak iptale karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
3-1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinde 16/06/2009 tarihinde ve 5904 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu hazırlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirlenmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsiz olmuştur.
SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı … vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 492 Sayılı Harçlar Yasası’nın 13/J maddesine göre davacıdan harç alınmamasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …’a geri verilmesine 17.10.2017 günü oybirliğiyle karar verilmiştir.