Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/15340 E. 2019/6437 K. 21.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/15340
KARAR NO : 2019/6437
KARAR TARİHİ : 21.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, 21.03.2014 tarihinde davacının sevk ve idaresindeki araç ile davalıların sürücüsü ve işleteni olduğu aracın çarpışması neticesinde meydana gelen kazada davacının hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı, vücudunda kemik kırığı oluştuğunu, vücudunun çeşitli yerlerinde sabit izler kaldığını ve dalağının alındığı, ceza yargılaması ile davalı sürücünün kazada tam kusurlu bulunduğu, iş gücü kaybına uğradığını ve sigorta şirketine açılan dava ile bu hususun sabit olduğunu beyanla 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, kusura itiraz ederek talep edilen tazminatın fahiş olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; iddia, savunma ve toplanan delillere göre, davanın kısmen kabulüne, 6.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 21/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, 818 sayılı BK’nun 47.
maddesindeki (6098 sayılı B.K.’nun 56. maddesi) özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nın 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı için hükmedilen manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 21/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.