YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1521
KARAR NO : 2018/11606
KARAR TARİHİ : 03.12.2018
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 01.12.2013 tarihinde davalıların sürücüsü ve maliki oldukları aracın, davacıların murusi yaya … ‘e çarparak ölümüne neden olduğunu belirterek davacı çocukların her biri için 10.000,00’er TL’den 60.000,00TL ve davacı torunların her biri için 5.000,00’er TL’den 10.000,00TL toplamda 70.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre; davacı çocukların her biri için 4.000,00’er TL’den 24.000,00 TL ve davacı torunların her biri için 2.500,00’er TL’den 5.000,00 TL toplamda 70.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 184. maddesi gereğince “Hakim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir, Mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder.” Aynı Yasanın 186.maddesi hükmüne göre “Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olunacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede; belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir.
Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir.
Somut olayda; davalılar vekili karar duruşması olan 03.11.2015 tarihinde aynı gün farklı bir yerdeki mahkemede ön inceleme duruşması olduğundan duruşmaya katılamayacağına dair mazeret dilekçesi sunmuş, dilekçesinde daha önce sunmuş olduğu adli tıp raporuna dair itirazları doğrultusunda ek rapor alınmasını talep etmiş ve yeni duruşma gününü uyap sistemi üzerinden öğreneceğini belirtmiştir. Mahkemece, davalılar vekilinin mazeretinin kabul ya da red edildiğine dair ve rapora itirazlar nedeniyle ek rapor alınıp alınmaması hususunda bir karar verilmediği gibi HMK’nın 184 ve 186. maddeleri de gözetilmeden aynı celsede tahkikate son verilmiş, sözlü yargılamaya geçilmiş ve davacı vekilinden son sözü sorularak davalı tarafın yokluğunda esas hakkında hüküm kurulmuştur. Davalılar vekilinin mazeretinin kabul ya da reddine ve rapora itirazlar konusuna dair bir karar verilmemesi hatalı olduğu gibi, yeni duruşma günü belirtilmeden davalı tarafın yokluğunda hüküm kurulması da hatalı olmuştur. Bu durumda mahkemece, HMK 184 ve 186. madde hükümleri de gözönüne alınarak işlem yapılması gerekirken yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 03/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.