Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/15120 E. 2017/7537 K. 11.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/15120
KARAR NO : 2017/7537
KARAR TARİHİ : 11.09.2017

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili; müvekkiline ait … Plaka nolu aracın, müvekkilinin şoförü olan …’ın evinin önünde park halinde durmakta iken, davalı tarafından kullanılan … marka aracıyla çarptığını, bu olayı tanık …’ın gördüğünü, davalının ertesi gün gelerek park halindeki araca kendisinin çarptığını, içkili olduğunu, şikayet konusu yapılmamasını, aracın yaptırılması için çıkan masrafları kendisinin ödeyeceğini beyan ettiğini, davalının samimiyetine inanan müvekkilinin fatura karşılığı aracı tamir ettirip davalıya bildirdiğini, ancak davalının masrafın fazla çıktığından bahisle ödemeye yanaşmadığını, müvekkiline ait olan araçtaki hasarın davalının haksız fiili neticesinde meydana geldiğini, müvekkilinin iyi niyetini suistimal eden davalının hasarı ödememesi nedeniyle müvekkilinin mağdur duruma düştüğünü beyanla, 2.600,78 TL belirsiz alacak olan ve bilirkişi incelemesi neticesi araçta tespit edilecek değer kaybı ve gerekli tamirat bedelinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkillinin söz konusu kaza ile ilgisinin bulunmadığını, müvekkilinin davacının aracına çarptığına dair iddiaları kesinlikle kabul etmediklerini, davacının hiçbir trafik kazası tespit tutanağı sunmadan dava açtığını, kazaya ilişkin ne bir savcılık şikayeti, ne de zarara ilişkin bir tespitin bulunmadığı, davacının aracında
meydana geldiğini iddia ettiği hasarların dava konusu kaza neticesinde meydana geldiğini ispat etmesi gerektiğini, davacının kötü niyetli bir şekilde araçtaki hasara ilişkin hiçbir tespit yaptırmadan hasar bedelini talep ettiğini, davacının araca bir takım tamirler yaptırmışsa da araçtaki hasarların iddia edilen kaza ile oluşup oluşmadığı, daha öncesinde araçta bir hasar bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa araçtaki hangi hasara ilişkin olarak tamirin yapıldığının tespit edilmesi gerektiğini, hiç bir hukuki dayanağı olmadan aracın öncesinde bir hasarı bulunup bulunmadığı tespit ve ispat edilemeyen davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; olaydan sonra kaza tespit tutanağının ve araçların durumlarıyla ilgili tespit tutanaklarının tutulmamış olması, olaydan sonra davalı tarafından bir ödeme yapılmamasına rağmen Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulmamış olması ve diğer nedenlerle davacı tarafça davasının ispatına yarar delilleri dosyaya ibraz edememesi,diğer yandan; dinlenen bir kısım tanık beyanlarına göre, davacıya ait … Plaka nolu aracın park halinde durmakta iken davalı tarafından kullanılan … marka aracıyla çarptığı belirtilmiş ise de, yukarıda da ifade edildiği üzere, davacıya ait araçta meydana gelen hasarın niteliğinin ve hasar miktarının tespit edilemediği, davacı tarafın araçta meydana gelen hasara ilişkin delil ibraz edememiş olması karşısında, davacı tarafından açılıp ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı ve hasar bedeli istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 266.maddesi gereğince “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz”. Haksız fiillerde, zarar veren taraf kusuru oranında gerçek zarardan sorumlu olur. Kusur ve hasar durumunun konusunda uzman bilirkişi marifetiyle tespiti gerekir. Bu konu, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenecek hususlardan değildir. Özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerdendir.
Somut olayda, her ne kadar olayla ilgili kaza tespit tutanağı düzenlenmemiş ve tespit yapılmamış olsa da; yargılama sırasında dinlenen tanık beyanlarına göre davalı
tarafın; davacıya ait araca park halindeyken çarptığı sabittir. Mahkemece; makine mühendisi bilirkişiden rapor alınmışsa da; raporda olayın tespiti açısından gerekli belgelerin eksik olması sebebiyle inceleme yapılamadığı belirtilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece,kaza tarihinde araç kim üzerine kayıtlı ise trafik sicil kayıtlarının getirtilerek, kaza tarihinden önce başka bir kaza gerçekleşip gerçekleşmediği tespit edilerek, seçilecek kusur ve hasar konusunda uzman bilirkişiden gerektiğinde tanıkların belirttiği davalı aracı ve davacıya ait araç üzerinde ve mahallinde keşif yapılarak tüm, dosya kapsamı,davacı tarafın iddiası, davalıların savunmaları, tanık beyanları, davacı tarafın sunmuş olduğu zarara ilişkin faturalar birlikte değerlendirilerek, kazanın meydana gelmesinde tarafların kusur durumlarının ve davacı aracında meydana gelen gerçek zararın tespiti; Ayrıca davacı tarafça aracında kaza nedeniyle meydana gelen değer kaybı da talep edilmiş olduğuna göre; mahkemece aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, davacı tarafın iddiaları, davalının savunmaları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı zararının da belirlenmesi, meydana gelebilecek çelişkilerin giderilmesi yönünden denetime elverişli, ayrıntılı, gerekçeli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 11/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.