YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14700
KARAR NO : 2019/7655
KARAR TARİHİ : 17.06.2019
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 17/04/2004 tarihinde davalılar …, … ve …’nin miras bırakanı …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı aracın karıştığı trafik kazası sonucu davacı …’ün yaralanarak malül kaldığı, 36.266,16 TL maddi tazminatın 17/04/2004 tarihinden itibaren davalılar …, …, … ile … bakımından yasal faizi ile davalı … bakımından ticari faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar zamanaşımı def’inde bulunarak davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 1.067,01 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 22.819,95 TL maluliyet tazminatı, 16.352,17 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 39.939,13-TL tazminatın 17/04/2004 olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davalı … ve …’nin sorumluluğunun 36.174,08 TL ile sınırlandırılmasına karar verilmiş; hüküm davalı … vekilince temyiz edilmiştir.
Dava trafik kazası nedeni ile cismani zarara dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, gerçekleşen kazada müvekkilinin yaralandığını, bir kaç kez ameliyat olduğunu ve tedavisinin uzun süre devam ettiğini açıklayıp tazminat talebinde bulunmuş, davalılarca ayrı ayrı zamanaşımı def’i ileri sürülmüştür. Somut olayda kaza 17/04/2004 tarihinde gerçekleşmiş, dava ise 04/04/2014 tarihinde açılmıştır. Uyuşmazlık; zamanaşımının hangi tarihten itibaren başlayacağı noktasında toplanmaktadır. Bazı hallerde, zararın öğrenilmesi, onun kapsamının değil, varlığının öğrenilmesi anlamındadır, zararın varlığı, niteliği ve esaslı unsurları hakkında bir dava açmaya, o davayı ciddi ve objektif bir şekilde desteklemeye, gerekçelerini göstermeye elverişli yeterli hal ve şartların öğrenilmesi, zararın öğrenilmiş sayılması için yeterlidir.
Buna karşılık ortaya çıkan zarar, kendi özel yapısı içerisinde, sonradan değişme eğilimi gösteriyor, kısaca, zararı doğuran eylem veya işlemin doğurduğu sonuçlarda (zararın nitelik veya kapsamında) bir değişiklik ortaya çıkıyor ise, artık “gelişen durum” ve dolayısıyla, gelişen bu durumun zararın nitelik ve kapsamı üzerinde ortaya çıkardığı değişiklikler söz konusu olacaktır. Böyle hallerde, zararın kapsamını belirleyecek husus, gelişmekte olan bu durumdur ve bu gelişme sona ermedikçe zarar henüz tamamen gerçekleşmiş olamayacağı için zamanaşımı süresi bu gelişen durumun durduğunun veya ortadan kalktığının öğrenilmesiyle birlikte işlemeye başlayacaktır. (HGK, 15.11.2000 gün ve: 2000/21-1609 K: 2000/1699, 4.HD 13.05.1980 gün ve 1980/3493-6206 sayılı; 26.01.1987 gün, 1986/7532 esas, 1987/485 karar sayılı kararı).
Gelişen durumun olmadığı bir durumda olay tarihi ve dava tarihi dikkate alındığında 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmuştur. Ancak gelişen durumun varlığı halinde gelişen durumun sona ermesinden itibaren zamanaşımı süresi içinde dava açılması gerekir. Gelişen durum; olay sonucu meydana geldiği halde, başlangıçta bilinen yaralanmalar dışında, sonradan ortaya çıkan veya gelişen, olaya bağlı vücut bütünlüğünü bozan sonuçlar olarak tanımlanabilir. Gelişen durumun olup olmadığı ise her olaya özgü olarak kanıtlara göre değerlendirilir.
Dosya kapsamından davacının kaza sonrası 21.04.2004 ve 28.04.2004 tarihlerinde iki ameliyat geçirerek tedavisinden sonra taburcu edildiği, ancak ağrıları devam eden davacının İzmir Eğitim ve Araştırma hastanesi ortopedi bölümünde 17.08.2007 giriş-24.09.2007 çıkış tarihli cerrahi tedavi yapıldığı belirtilmiştir.16/04/2009 tarihinde malüliyet nedeni ile dava açıldığı ve yargılama sırasında Adli Tıp Kurumu İhtisas kurulu 25/02/2013 tarihli raporu ile davacının %54 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı ve kaza tarihi olan 17/04/2004 tarihinden itibaren 9 ay süreceği tespit edilmiştir.
Davacıdaki yaralanmanın hangi tarihte tedaviyle tamamen sona erdiği, bu yaralanmadan dolayı gelişen bir durum olup olmadığı,2. Ameliyat sonrası gelişen durumun hangi tarihte tespit edilebileceği, hangi tarihte gelişen durumun sona erdiği; diğer bir anlatımla, daimi iş gücü kaybının kesin olarak belirlenebilmesi için tedavilerinin ne zaman sona ereceği ve kesin maluliyet oranının hangi tarihte belirlenebileceğinin zamanaşımı tarihinin başlangıç tarihinin tespiti açısından önemlidir.
Mahkemece dosya tümü ile Adli Tıp Kurumuna gönderilerek; ATK 3. İhtisas Kurulu’ndan, davacının kazadaki yaralanması ile sonraki tarihli ameliyat ve muayene sonuçları ile dosya kapsamında alınan maluliyet raporları değerlendirilmek suretiyle, kazadaki yaralanmaya bağlı gelişen yeni durum olup olmadığının tespiti, gelişen yeni durum olduğunun saptanması halinde ise bu yeni durumun ne zaman ortaya çıktığı, tedavi sürecinin ne zamana kadar devam ettiği ve hangi tarihte bittiği konularında, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınması; bu rapor da irdelenerek, zararın (maluliyetin) ne zaman öğrenildiği ya da öğrenilmesi gerektiği değerlendirilip, zamanaşımı süresinin dolup dolmadığının belirlenmesiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle, hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 17/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.