Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/14695 E. 2019/6836 K. 27.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14695
KARAR NO : 2019/6836
KARAR TARİHİ : 27.05.2019

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalı … şirketine sigortalı … plakalı araç sürücüsünün asli kusuru ile davacının motosikletine çarpması ile yaşanan kazada yaralanmasına sebebiyet verdiği, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı … vekili, davacıya gerekli tüm ödemeleri yaptıklarını ve poliçelerden doğan sorumluluklarının son bulduğunu, avans faiz talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 124.753,75 TL’nin 01/03/2013 tarihinden avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı … vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, Borçlar Kanunu’nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK md. 54) gereğince çalışma gücü kaybı nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Cismani zarar nedeniyle uğranılan mevcut ve gelecekteki zararın karşılığı olan tazminat miktarının tespit edilebilmesi için, öncelikle zarar görenin kazadan önce elde ettiği net gelirin doğru saptanması gerekmektedir.
Davacı taraf dava dilekçesinde, davacının tekstil sektöründe makinacı olarak çalıştığını iddia etmiş; bu hususu ispat için tanık ve emsal araştırması delillerine dayanmıştır. Mahkemenin maddi tazminat yönünden benimsediği 25.01.2016 tarihli hesap bilirkişisi ek raporunda; emsal gelir araştırması kapsamında alınan sendika cevabı, davacı tanıklarının anlatımları ve davacı iddiası gereği davacının geliri 2.100,00 TL kabul edilerek asgari ücretin 3,57 katı üzerinden hesaplama yapılmıştır. Ne var ki; davacının SGK hizmet döküm cetveli incelendiğinde, 29/11/2016 tarihinde işten ayrıldığı 08/01/2014 tarihinde yeniden aynı işyerinde işe başladığı 20/01/2016 yeniden ayrıldığı, 2011 yılında 98 gün 2014 yılında 13 gün çalışması bulunduğu, kök rapor hesap tarihinde gelirine ilişkin belge bulunmadığından bekar asgari ücret üzerinden hesap yapıldığı görülmektedir. Rapora itiraz üzerine ek raporda davacının SGK kayıtları gereği asgari ücret ve emsal ücretten ikili hesaplama yapılmış, mahkemece sadece emsal araştırması kapsamında sendika tarafından bildirilen ve davacının yakını olan tanıklar tarafından beyan edilen, hiçbir resmi belgeye yansımamış olan gelirin, davacının sürekli ve düzenli geliri olarak kabulü esasına dayanan hesap bilirkişisinin 25/01/2016 tarihli ek raporu yerinde olmadığı gibi, hüküm kurmaya da elverişli değildir.
Gerçek zararın belirlenmesi için, davacının kaza tarihindeki işinin ve gelir durumunun net ve ispata yarar somut delillerle ortaya konulması gerekmektedir. Mahkemece, öncelikle davacının kaza tarihindeki işi ve gelirine dair delillerinin ibrazının sağlanması, davacının kaza tarihinde ne iş yaptığı ve gelir durumu hakkında gerekirse kolluk marifetiyle araştırma yaptırılması, çalıştığı işyerinden ücret belgelerinin getirtilerek kaza tarihi itibarı ile yaptığı iş ve geliri belirlendikten sonra sonucuna göre hesaplama yapılması için dosyanın bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor alınması ve ondan sonra varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3- Kabule göre de Trafik kazasına karışan araçlar ticari kullanım niteliğinde olmayıp hususi araç olduğundan uygulanabilecek faiz oranı da yasal faiz olmalıdır. Bu nedenle mahkemece, yasal faize hükmetmek gerekirken, yazılı olduğu üzere avans faizine hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı … AŞ. vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …Ş.’ye geri verilmesine 27/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.