Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/14514 E. 2019/6514 K. 21.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14514
KARAR NO : 2019/6514
KARAR TARİHİ : 21.05.2019

MAHKEMESİ : Nevşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ile davalı Anadolu Anonim Türk Sigorta AŞ vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili; müvekkillerinin murisi …’ın sevk ve idaresindeki araç ile davalı …’ın sevk ve idaresindeki …. plaka sayılı otobüsün karıştığı trafik kazası sonucu davacıların kızları ve kardeşleri …’ın öldüğünü, müvekkili …’ın ise yaralandığını, yapılan kazada …’ın kusurlu olduğunu, … plaka sayılı otobüsün Lider Elbistan Nak. Tur. Pet. Ürün. Yd. Pr. Tic. ve San. Ltd. Şti. tarafından işletildiğini, sahibinin ise … olduğunu, diğer davalı Anadolu Türk Sigortanın müvekkillerin murisi …’a ait aracın sigortasını yapan sigorta şirketi olduğunu, 112 servisinde doktor olan …’ın ölmeden önce annesi babası ve kardeşlerine doktorluktan kazandığı para ile baktığını beyanla, davacılar … ile … için
1.000,00’er TL’ndan toplam 2.000,00 TL maddi tazminatın sigorta şirketinin sorumluluğu sigorta poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davacı… için kızının ölümünden dolayı 20.000,00 TL, kendi yaralanmasından dolayı 5.000,00 TL olmak üzere toplam 25.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, diğer müvekkillerinin her biri için 10.000,00′ er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar …,…,…,… vekilleri ile Anadolu Anonim Türk Sigorta A.Ş. vekilleri davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davaların kısmen kabul-kısmen reddiyle, davacı … için 96.377,51 TL maddi tazminatın haksız fiil tarihi olan 06/06/2008 tarihinden itibaren (davalı Anadolu Anonim Türk Sigorta A.Ş yönünden dava tarihi olan 29/07/2013 tarihinden itibaren) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, adı geçen davacıya ödenmesine, davacı …’ın maddi tazminat talebinin reddine, davacı … için kızının ölümünden dolayı 6.000,00 TL, kendi yaralamasından dolayı 2.000,00 TL olmak üzere toplam 8.000,00 TL, üvey anne … için 2.000,00 TL, kardeşler …,…,…,… için ayrı ayrı 1.000,00’er TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 06/06/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …,… ve Lider Elbistan Nak.Tur. Pet. Ürün. Yd. Pr. Tic. ve San. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak, adı geçen davacılara verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili ile davalı Anadolu Anonim Türk Sigorta AŞ vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve karar başlığında… ‘ın davacı olarak gösterilmemiş olmasının mahallinde düzeltilebilir hata niteliğinde bulunmasına göre, davalı Anadolu Anonim Türk Sigorta AŞ vekilinin yerinde görülmeyen tüm, davacılar vekilinin ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle, ölenin yakınlarının, 6098 sayılı TBK’nun 53. (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 45.) maddesi gereği destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Bir insanın ölümü hukukî anlamda bir zarar olmamakla beraber, bu yüzden yine de bazı zararlar meydana gelmiş olabilir. İşte BK’nın 45/II. maddesinin (6098 sayılı TBK m. 53) öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Destekten yoksun kalma tazminatı Borçlar Kanununun 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup “ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir” şeklinde hükme bağlanmıştır.
Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK’nun 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Desteklenen (yardım gören) kimsenin BK. 45. maddesi gereğince tazminat isteme hakkının doğabilmesi için, destek sayılan kimsenin ya fiilen ilgiliye bir yardımda bulunması, bakması veya ileride böyle bir yardım veya bakma ihtimalinin ciddi olarak muhtemel olması lâzım ve yeterlidir.
Eldeki dosyada yerel Mahkemece muris …’nun kardeşi …’nın destekten yoksun kalma tazminat talebi reddedilmiş ise de; davacı … doktor olan desteğin öldüğü tarihte 16 yaşında ve öğrenci olup, dosyada dinlenen davacı tanıkları da yeminli beyanlarında; muris …’nun ailesi ile birlikte yaşadığını, ailesine maddi katkıda bulunduğunu, davacı baba …’ın kızı …’nun doktor olduğuna güvenerek emekli olduğunu, davacıların bir kısmının ise öğrenci olduğunu ve…’nun onlara da maddi destekte bulunduğunu ifade etmişlerdir. Bu durumda Mahkemece, aktüer bilirkişiden ek rapor aldırılmak suretiyle, muris …’nun ölmeden önce fiilen destek sağladığı anlaşılan davacı kardeş … yönünden de Daire uygulamasına göre gelir elde etmeye başlayacağı 18 yaşına kadar hesaplanacak destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Kabule göre, mahkemece, davacıların tümü için kabul edilen manevi tazminatlar için davacılar yararına tek vekalet ücretine hükmedilmiştir. İhtiyari dava arkadaşı olan davacıların her birinin murislerinin ölümü nedeniyle ayrı ayrı maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuş olması, her birinin davasının diğerinden bağımsız olması ve aralarında
ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen manevi tazminat miktarına göre ayrı ayrı vekalet ücreti verilmesi gerekirken yazılı şekilde tek vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir ve bozmayı gerektirmektedir.
4-AAÜT’nin 3/2. maddesi gereği red sebebi aynı olan davalılar için tek avukatlık ücreti verilmesi gerekirken, davacı … yönünden reddine karar verilen maddi tazminat tutarı üzerinden, red sebebi müşterek olan davalılar …,… ve Anadolu Anonim Türk Sigorta AŞ yararına ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
5-Yerel mahkeme kararının 2/b bendinin 3 ve 4’üncü fıkralarında “manevi tazminat” yerine “maddi tazminat” yazılmış olması ise mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak değerlendirilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Anadolu Anonim Türk Sigorta A.Ş. vekilinin tüm, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 4.937,55 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı Anadolu Anonim Türk Sigorta A.Ş.’den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 21/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.