Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/14393 E. 2019/7462 K. 13.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14393
KARAR NO : 2019/7462
KARAR TARİHİ : 13.06.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkiline sigortalı işyerinin üst katında bulunan davalıya ait işyerindeki hidrofor su borusunun patlaması ile işyerinde hasar meydana geldiğini, sigortalıya 14.654,20 TL ödendiğini açıklayıp ödenenin rücuan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre davanın kabulü ile 14.624,20 TL’nin tahsiline karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, işyeri sigorta sözleşmesine dayalı rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalının kullanımında olan işyerindeki su borusunun patlaması ile davalının alt katında bulunan sigortalıya ait iş yerine su sızması neticesinde hasar meydana geldiğini açıklayıp sigortalıya ödenen tazminatın rücuan tahsilini talep etmiş, mahkemece elektrik mühendisi ve inşaat mühendisi bilirkişilerden alınan raporda keşif günü yapılan tespitte su sızıntısı ve zarara ilişkin iz ve emare kalmadığından tespit yapılamadığı ancak eksper raporunda belirtilen birim fiyatların uygun olduğu belirtilmiş, mahkemece rapor hükme esas alınarak yazılı olduğu üzere karar verilmiştir. Anılan rapor denetime elverişli olmadığı gibi konusunda uzman olmayan bilirkişilerce düzenlendiğinden hükme esas alınması isabetli olmamıştır.
Rücu davaları; gerçek zararının giderilmesi amacına yönelik olup, zenginleşmeye bir vesile teşkil etmemelidir. Dolayısıyla zarar sorumlusundan halefiyet ilkelerine dayalı olarak talepte bulunan davacı da, ödediği meblağın tamamını değil, ancak zarar görenin uğradığı gerçek zararı, zarar sorumlusu bulunanlardan isteyebilir.
Somut olayda; sigortalıya ait işyerinin konfeksiyon deposu olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Davacı vekili meydana gelen su hasarı neticesinde iş yerinde tekstil ürünlerinin, demirbaşın ve binanın zarara uğradığını ileri sürerek sigortalıya ödeme yapıldığını iddia etmiş, mahkemece usulüne uygun, denetime elverişli bir tazminat raporu alınmadığı gibi, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yeni bir hesaplama yapılmaksızın davacının hasar dosyasında esas aldığı tazminat esas alınarak hesaplama yoluna gidilmiştir. Zarar gören emtianın (tekstil ürünleri) niteliği dikkate alındığında elektrik ve inşaat mühendisi bilirkişilerin zarar gördüğü iddia edilen tekstil ürünleri hakkında zarar tespiti yapmak konusunda uzmanlıkları bulunmadığından anılan raporun hükme esas alınması hatalıdır. Diğer yandan rapor demirbaş hasarı ve bina zararı konusunda da denetime elverişli değildir. Meydana gelen dahili su hasarı nedeni ile davacının iddia ettiği nitelik ve oranda demirbaş ve binada zarar meydana gelip gelmediği açıklanmaksızın eksper raporunda belirlenen zararın uygun olduğu belirtilmiştir.
Davalı, davacının ödediği miktardan değil, zarar nedeni ile ortaya çıkan gerçek zarardan kusurları oranında sorumludurlar.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, zarar gördüğü iddia edilen emtia, bina ve demirbaşlara ilişkin konusunda uzman (tekstil mühendisi, inşaat mühendisi vs.)bilirkişilerden meydana gelen dahili su hasarı nedeni ile zarar kalemlerinin belirlenmesi, zararın niteliğine göre ilgili uzman bilirkişiden bu konuda ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınması, davalının itirazlarında belirtildiği üzere zarar gördüğü iddia edilen emtiaların yerine yenilerin alınması gerekip gerekmediğinin, kuru temizleme sureti zararın giderilmesinin mümkün olup olmadığının, emtiaların sovtaj değerinin bulunup bulunmadığının tespiti ile zarar görenin uğradığı gerçek zarar miktarının belirlenmesi yönünde tazminat raporu alınarak davalının sorumluluğuna karar vermekten ibarettir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 13/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.