Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/14109 E. 2019/3933 K. 02.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14109
KARAR NO : 2019/3933
KARAR TARİHİ : 02.04.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı … A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu Hakkı aleyhine takip başlatıldığını, takibin semeresiz kaldığını, borçlunun dava konusu 14 adet taşınmazını 28.10.2015 tarihinde davalı …’e sattığını belirterek, tasarrufun iptalini talep etmiştir.
Davalılar vekili, dava koşullarının oluşmadığını, satışın raiç bedelden yapıldığını belirterek, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacı tarafça dosyaya ibraz edilen ve icra dosyasında yer alan haciz tutanaklarının hiçbirisinin geçici aciz vesikası hükmünde olmadığı, davacı bankanın alacağı karşılayacak miktarda menkul gayrimenkul hak veya alacak bulunmadığını menkul haczin de borçlulara ait hacze kabil mal bulunmadığını ileri sürmesine rağmen buna dair geçici veya kesin aciz vesikası ibraz edemediğinden bahisle davanın ön şartı gerçekleşmediğinden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İptal davasının koşullarından biri olarak alacaklının elinde kesin (İİK.143) veya geçici (İİK.105/2) aciz belgesinin bulunması gereklidir. Kesin veya geçici aciz vesikasının bulunması, iptal davası için ön koşul ise de bunun davanın açılmasından önce alınması zorunlu değildir. Davanın açılmasından sonra alınabileceği gibi, temyiz aşamasında ve hatta bozmadan sonra karar düzeltme aşamasında

bile alınıp ibraz edilmesi yeterlidir. Ayrıca borçlunun haczi kabil malının bulunmaması halinde durumu tespit eden haciz zaptı, geçici aciz belgesi niteliğinde kabul edilebilir.
Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02.03.2005 gün, 2005/15-100-119 sayılı kararına göre, borçlu hakkında aciz vesikası alınmamakla birlikte, borçlu kayıp ve adresi saptanamıyorsa, saptanan ve bilinen adreslerinde de icraca, borçlunun haczi kabil malının bulunmadığı tespit edilmiş ise, bu takdirde aciz hali gerçekleşmiş sayılır.
Somut olayda, borçlu …üzerine kayıtlı taşınmazların borcu karşılamaya yetmediği görülmüştür. 15.09.2015 tarihinde ….’nın … olan bono adresi ,mernis adresi ve tebliğ yapılan adresine haciz için gidildiğinde; borçlunun adreste olmadığı tesbit edilmiş, ve yine kredi sözleşmesinde belirtilen işyeri adresinde de 16.09.2015 ve 13.01.2016 tarihlerinde iki kez hacze gidilmiş ve adreste borca yeter mal bulunamamış, toplamda 6 adet değişik adreste yapılan hacizde borçlu ve borca yeter mal bulunamamıştır.
Bu durumda davalı borçlunun aciz halinin gerçekleştiği kabul edilmeli ve davanın diğer koşullarının araştırılması gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi isabetli değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 02/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.