Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/14014 E. 2019/3262 K. 20.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14014
KARAR NO : 2019/3262
KARAR TARİHİ : 20.03.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı … İnş. Otom. Tar. Ür. San. ve Tic. Ltd. Şti’nden alacaklı olduğunu, aleyhine icra takibi yapıldığını, borçlu adına kayıtlı malvarlığına rastlanmadığını, davalı borçlunun adına kayıtlı araçlarını davalı …’a devredildiğinin öğrenildiğini beyan ederek, söz konusu araçların devrine ilişkin tasarrufların iptali ile icra dosyasından alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere cebri icra yetkisi verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalıların ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçelerinde davanın reddini talep ettikleri anlaşılmıştır.
Mahkemece, toplanan deliller, dosya kapsamına göre davanın reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece davalı … ile davalı borçlu firma yetkilileri arasında akrabalık ilişkisinin bulunduğunun tespit edilememiş olmasına göre taraflar arasındaki tasarrufların mal kaçırma gayesi ile yapılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.
İİK’nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği, aynı maddenin son fıkrasında ise ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kastını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kastıyla hareket ettiğinin kabul edildiği, bu karinenin, ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğinin veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunun ispatla çürütülebileceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda davalı borçlu … İnş. Otom. Tar. Ür. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından davalı 3. kişi olan …’a… plakalı araçların devrinin yapıldığı, söz konusu devirlerin iptalini talep etmiştir.
Dava konusu … plakalı araca ait aracın trafiğe çıkışından bugüne ruhsat bilgilerininde merciinden getirtildikten sonra, dava konusu araçların davalı borçlu şirketin İİK 280/3 gereğince ticari işletmesinin mühim bir kısmını oluşturup oluşturmadığı üzerinde durularak nüfus kayıtlarına göre davalı …’un dedesi ile davalı borçlu şirketin dava dışı şirket ortağının aynı kişi olduğu, şirket temsilcisi ile davalı borçlu … arasında akrabalık ilişkisi olduğunun göz önüne alınarak açıklanan hususlar tartışılmadan yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazların kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 20.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.