Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/13832 E. 2019/6447 K. 21.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/13832
KARAR NO : 2019/6447
KARAR TARİHİ : 21.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalı borçlular Çağsan Isı Merkezi San. ve Tic. Ltd. Şti., … hakkında takip başlatıldığını, borçluların alacağı karşılayacak mal varlığı olmadığını ve alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla dava konusu taşınmazılarını diğer davalılara sattıklarından, bu tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçelerinde, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, taşınmazların tapudaki satış bedelleri ile gerçek değerleri arasında bedel farkı olmadığı, birinci alıcılar yönünden muvazaa olgusu ispatlanmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK’nın 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277. md.) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK’nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda, davanın esastan reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemiştir.
Borçlu adresinde dava dayanağı takip dosyasından yapılmış ve İİK’nun 105.madde kapsamında bir haciz tutanağı olmadığı gibi İİK’nun 143 ve 251. maddeleri gereği alınmış kesin aciz belgesi de sunulmamıştır.
Bu halde mahkemece, davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilerek davalı lehine AAÜT’nin 7/2. maddesi gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde esastan reddi ile nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz olmuştur.
Ne varki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 Sayılı HMK’nin geçiçi 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nin 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6.bendindeki “11.688,00“ ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “1.500 TL maktu” ibaresinin yazılmasına kararın bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 21/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.