Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/13722 E. 2019/6702 K. 23.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/13722
KARAR NO : 2019/6702
KARAR TARİHİ : 23.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili; davalının maliki olduğu aracın müvekkili şirket nezdinde, 01/06/2009-01/06/2010 vadeli Karayolları Trafik Kanunu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi ile sigortalı olduğunu, 06/12/2009 tarihinde, sürücü dava dışı …’in, sevk ve idaresinde iken karıştığı trafik kazası neticesinde yaya durumundaki …’un yaralanmasına sebebiyet verdiğini, kazadan sonra yaralanan …’a maluliyet tazminatı olarak 11/10/2011 tarihinde 22.209,42 TL ödendiğini, müvekkilinin alacağının tahsili için İzmir 2.İcra Müdürlüğü’nün 2012/2532 sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, bu nedenlerle borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, takip tarihinden işleyecek avans faizi ile tahsiline, davalının % 40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile Manisa 2.İcra Müdürlüğünün 2012/2532 sayılı takip dosyasındaki 22.209,42 TL asıl alacağa yaptığı itirazın iptali ile bu miktar üzerinden takibin devamına, asıl alacağa
takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, davacının fazlaya dair talebi ile icra inkar tazminatının reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava Borçlar Kanunu’nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK m. 54) gereğince bedensel zarara uğranılması nedeniyle hak sahibine ödenen maddi tazminatın sigortalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
1086 sayılı HUMK’nın 388. maddesi (6100 sayılı HMK m. 297) uyarınca mahkeme kararında, iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ihtilaflı konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde, hüküm sonucu kısmında da, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Aynı Kanunun 389. maddesinde de “Verilen karar ile iki tarafa tahmil ve bahşedilen vazife ve haklar şüphe ve tereddüdü mucip olmıyacak surette gayet sarih ve açık yazılmalıdır” hükmüne yer verilmiştir (6100 sayılı HMK m. 297 ve 298). Belirtilen madde hükümlerine göre hakim gerekçeye uygun karar vermek zorunda olup gerekçe ile hüküm birbirine uygun olmalıdır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
Eldeki davada, mahkemece davanın esasını oluşturan icra takip dosyası İzmir 2. İcra Müdürlüğü’nün 2012/2532 sayılı dosyası olduğu halde, kararın gerekçe kısmında dayanak dosyanın İzmir 2. İcra Müdürlüğü’nün 2012/2532 sayılı dosyası olduğu yazılmış, hüküm fıkrasında ise “Davanın kısmen kabulü ile Manisa 2. İcra Müdürlüğü’nün 2012/2532 sayılı takip dosyasındaki 22.209,42 TL asıl alacağa yaptığı itirazın iptali ile bu miktar üzerinden takibin devamına” şeklinde karar verilmiştir. Açıklanan yanılgı, kararın gerekçesi ile hükmü arasında çelişki ortaya çıkmasına neden olup, HUMK’nun 388 ve 389. (6100 sayılı HMK m. 297 ve 298) maddelerine aykırı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Bozma gerekçesine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek duyulmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 23.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.