Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/1348 E. 2018/12009 K. 11.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1348
KARAR NO : 2018/12009
KARAR TARİHİ : 11.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili, davalı … Belediye Başkanlığı vekili ile davalılar … ve … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

– K A R A R –

Davacılar vekili, müvekkillerinin eşi ve babası olan … ‘nin 25/08/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybettiğini, meydana gelen kazaya ilişkin olarak … Ağır Ceza Mahkemesi’nde … E. sayısı ile yapılan yargılama sonucunda, kazaya karışan … plakalı araç sürücüsü …’ın kusurlu bulunduğunu ve cezalandırılmasına karar verildiğini, aynı ceza dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre … Belediyesinin ise kazanın meydana geldiği yerde gerekli işaretlemeleri yapmaması sebebi ile kusurlu bulunduğunu, davalı …’ın araç işleteni olarak, Axa Sigorta AŞ nin ise ZMSS poliçesi gereği sorumlu olduğunu belirterek davacılar için ayrı ayrı 100.000,00 er TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar …, …, Belediyesinden müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacılar için ayrı ayrı 500,00 er TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle
birlikte davalılar …, …, … ve … Belediyesinden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında maddi tazminat taleplerini yükseltmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, davacı … yönünden 43.704,36 TL maddi tazminatın davalılardan, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı … şirketi hariç diğer davalılardan, davacı … yönünden 13.212,02 TL maddi tazminatın davalılardan, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı … şirketi hariç diğer davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine, karar verilmiş, hüküm davacılar vekili, davalı … Belediye Başkanlığı vekili ile davalılar … ve … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalılar Ramazan ve … vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6098 sayılı TBK’nın 51. maddesinde (818 sayılı BK’nın 43. mad.); hakimin, tazminatın türü ve kapsamının derecesini, durum ve mevkiinin gereğine ve hatanın ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş;6098 sayılı TBK’nın 52. mad.de(BK 44. mad.) ise; zarar gören taraf, zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durum ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya zarar ve ziyanı hüküm altına almaktan vazgeçebileceği, açıklanmıştır.
Somut olayda;kaza tutanağının incelenmesinden, davacıların desteği olan … nin emniyet kemerinin takılı olmadığı ve kaza anında araçtan dışarı fırladığı anlaşılmıştır. Davalılar … ve … vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde bu husus vurgulanmış olmasına rağmen; mahkemece bu husus göz ardı edilerek hüküm kurulmuş olup eksik inceleme ile karar verilemez.
Bu durum karşısında; destek …’nin emniyet kemerinin takılı olmadığı ve araçtan fırlama durumu dikkate alınarak emniyet kemeri takılmamış olmasının müterafik kusur
teşkil edeceği gözetilerek, Dairenin yerleşik uygulaması gereğince, hesaplanan tazminattan %20 oranında indirim yapılarak bu doğrultuda karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir
3-Davalı … Belediye Başkanlığı kamu tüzel kişisi olup, görmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmeti sırasında verdiği iddia olunan zararlardan dolayı sorumluluğu özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkileri kullanırken oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanmakta olup bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayanılarak İdari Yargılama Usul Kanunu 2. madde hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikamesi gerekmektedir. (11.2.1959 günlü ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı)
Somut olayda, davacılar vekili, davalı … Belediye Başkanlığı yönünden hizmet kusuruna dayalı olarak dava açmıştır.
Buna göre, yargı yolu yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınacak hususlardan olduğundan, mahkemece, davalı … Belediye Başkanlığı yönünden, idari yargının görev alanına giren uyuşmazlıkta yargı yolu caiz olmadığından HMK 115/2 maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davalı … Belediye Başkanlığı yönünden esasa girilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
4-Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak 818 sayılı B.K.’nın 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nın 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Belirtilen hususlar dikkate alındığında, olayın meydana geliş şekli,tarafların kusur durumu, müteveffanın yaşı dikkate alındığında davacılar için takdir olunan manevi tazminatların bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun şekilde manevi tazminatlara hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
5-Davacı yanın, hükmedilecek tazminat tutarlarına kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesi yönünde talebi bulunmasına rağmen mahkemece faiz talebi hakkında bir karar verilmemiş olması doğru olmamıştır.
6-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre; davalı … Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
Kabule göre de, davacıların manevi tazminat talepleri kısmen kabul edilmiş olmasına rağmen hüküm fıkrasında davanın kabulüne denilmek suretiyle hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar … ve … vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar … ve … vekilinin, 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle … Belediye Başkanlığı vekilinin,4 ve 5 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 6 nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı … Belediye Başkanlığı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalılar …, … ve …’ne geri verilmesine 11/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.