Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/131 E. 2018/10998 K. 21.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/131
KARAR NO : 2018/10998
KARAR TARİHİ : 21.11.2018

MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili; 12/12/2010 günü davalılar Şehri ve Arzu’nun oğulları sürücü(mütevvefa) … ‘nun sevk ve idaresindeki, davalılardan … San. Tic. Ltd. Şti adına kayıtlı aracın takla atması şeklinde gerçekleşen kazada araçta yolcu olan davacıların oğlu … ‘in vefat ettiğini, vefat eden kusurlu araç sürücüsünün annesi … ile babası …’nun hem araç sürücüsünün mirasçısı olmaları hem de dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmedikleri için sorumlu olduklarını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik … için cenaze masrafları, yol masrafları ve destekten yoksun kalma tazminatı olarak toplam 250,00 TL tazminatın, davacı … için 250,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının, baba Muttalip ve anne … lehine her biri için 60.000,00 TL, diğer davacılar kardeşler Eser, Tuğce ve … lehine ayrı ayrı 25.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 12/12/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili; 21.04.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini … için 13.294,38 TL destekten
yoksun kalma tazminatı ve 1.125,00 TL cenaze gideri, … için 16.947,01 TL destekten yoksun kalma tazminatı olarak ıslah etmiştir.
Davalılar vekili; davalıların oğlu olan müteveffa Selahattin’in aracı habersiz olarak aldığını, gözetim ve denetim yükümlülüklerini yerine getirmedikleri iddiasını kabul etmediklerini, davacıların oğullarının da o araca binmesinde kusurları bulunduğunu, sürücü Selahattin’in tam kusurlu olduğu iddiasını kabul etmediklerini, manevi tazminat taleplerinin fahiş olduğunu, hatır taşıma olgusunun ve müterafik kusurun değerlendirilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacı … için 16.947,01 TL’nin ve davacı … için 13.294,38 TL’nin olay tarihi olan 12/12/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, 1.125,00 TL cenaze giderinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacı …’e verilmesine; davacı … için 3.000,00 TL ve … için 3.000,00 TL’nin, diğer davacıların her biri için 1.500,00 TL’nin 12/12/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili ve davalı … Ambalaj San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 Sayılı HMK.’nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK.’nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2015 tarihinden itibaren 2.080,00 TL’ye çıkarılmıştır.
Temyize konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verilmiş olup davacılar Eser, Tuğce ve Bahar lehine hükmedilen 1.500,00 TL manevi tazminata dair karar kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin davacılar Eser, Tuğce ve Bahar lehine hükmedilen manevi tazminata ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, davacıların desteğinin meydana gelen kazada yolcu olup kusursuz olmasına göre davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin (3) nolu bent kapsamı dışında ve davacılar vekilinin (4), (5), (6) ve (7) nolu bentler dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Dava trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
818 sayılı Borçlar Kanunu’nun “tazminat miktarının tayini” başlıklı 43. maddesinde (6098 sayılı TBK 51. md); hakimin, tazminatın türü ve kapsamının derecesini, durum ve mevkiinin gereğine ve hatanın ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; “Tazminatın tenkisi” başlıklı 44. maddesinde (6098 sayılı TBK 52. Md) ise; zarar gören taraf, zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durum ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya zarar ve ziyanı hüküm altına almaktan vazgeçebileceği açıklanmıştır.
Somut olayda; davacıların oğulları … ‘in yolcusu olduğu araç sürücüsünün kaza tarihinde 16 yaşında olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Desteğin yolcusu olduğu araç sürücüsünün aynı zamanda arkadaşı olması sebebi ile ve sürücünün yaşının küçüklüğü sebebi ile ehliyetsiz olduğu destek tarafından bilinebilecek bir husus olup, araç sürücüsünün de kural ihlali ile meydana gelen kazada kusurlu olduğunun tespit edildiği anlaşıldığına göre, desteğin bilerek ve isteyerek ehliyetsiz sürücünün aracına yolcu olarak binmesi desteğin müterafik kusurunu oluşturur.
Bu durum karşısında mahkemece; davacılar desteğinin olay günü arkadaşının ehliyetsiz olduğunu bilmesi ve hali hazırda arabayı kaçırarak kaza yapmaları göz önüne alındığında bölüşük kusuru olduğu sebebi ile bilirkişi raporunda bildirilen hatır taşıması indiriminin uygulanması gerektiği kanaatine hasıl olunduğundan, %25 hatır taşıması indirimi göz
önüne alınarak yapılan hesaplama uyarınca davanın kabulüne karar verilmişse de, hesaplanan tazminattan %25 oranında hatır taşıması indirimi yapıldığı, ancak müterafik kusurun değerlendirilmediği görülmektedir.
Bu nedenle; kazaya karışan aracı kullanabilmek için gerekli olan ehliyetnameye sahip olmayan sürücünün aracına bilerek binen davacılar desteğinin, zararın doğumu ya da artması bakımından müterafik kusurlu olduğu dikkate alınıp BK’nun 44. maddesi (TBK 52. md) uyarınca maddi tazminattan %20 oranında hakkaniyete uygun indirim gerekip gerekmediğinin irdelenip tartışılması, ondan sonra varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; eksik değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli değildir.
4-Somut olayda sigortalı araçta yolcu olan davacıların oğlu … ‘in araç sürücüsü …’nun arkadaşı olduğu görülmektedir. Sürücü ile davacılar desteği arasındaki bu taşımada hatır taşıması bulunmasına göre %25 hatır taşıması indirimi göz önüne alınarak yapılan hesaplama uyarınca hüküm kurulmuşsa da, hatır taşıması indirimi Daire uygulamamıza göre %20 olması gerektiği gibi davacılar lehine hesaplanan tazminattan yapılan indirimin oranı yüksek olup %25 oranında indirim yapılması isabetli görülmemiştir.
5-Hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar için takdir olunan manevi tazminatların çok az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun manevi tazminatlara hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
6-Davacı taraf, dava dilekçesinde davacı … için talep ettikleri cenaze masrafı için olay tarihi olan 12/12/2010 tarihinden itibaren yasal faiz talep etmiştir. Mahkemece cenaze gideri talebi hakkında karar verilmişse de cenaze giderine ilişkin faiz talebi hakkında karar verilmemiştir.
Davacının dava dilekçesinde bulunan cenaze giderine ilişkin faiz talebi hakkında bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
7-Davanın davalılar yönünden aynı hukuki sebeple reddedildiği gözetilerek, bu davalılar yararına manevi tazminat talepleri yönünden tek bir vekalet ücreti verilmesi gerekirken davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi isabetli bulunmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı … Ambalaj San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin davacılar Eser, Tuğce ve Bahar lehine hükmedilen manevi tazminata ilişkin temyiz dilekçesinin (isteminin) REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Öziğci Ambalaj San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin ve davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (3) numaralı
bentte açıklanan nedenlerle davalı … Ambalaj San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının, (4), (5), (6) ve (7) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı … Ambalaj San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne geri verilmesine 21/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.