Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/12562 E. 2018/12655 K. 24.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/12562
KARAR NO : 2018/12655
KARAR TARİHİ : 24.12.2018

MAHKEMESİ : Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, davalıların sürücü, işleten ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı oldukları aracın, müvekkillerinden Vekil’e ait ve Uğur idaresindeki araca çarpması sonucu, Uğur’un ağır yaralandığını ve aracın hurdaya ayrıldığını belirterek, Uğur için 10.000,00 TL manevi ve Vekil için 4.000,00 TL maddi tazminatın fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen (sigorta şirketi maddi tazminattan sorumlu) tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; davacı … yönünden 1.200,00 TL maddi tazminatın, davalılar … ve …’dan olay tarihi 24.03.2012, sigorta şirketi yönünden dava tarihi 25.07.2012 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı … yönünden 500,00 TL manevi tazminatın, davalılar … ve …’dan olay tarihi 24.03.2012 tarihinden işleyecek yasal faiz ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiş, karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp
değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi heyet raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Dava, trafik kazasında cismani zarar nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
2- BK’nın 47. maddesindeki (6098 sayılı TBK m. 56) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözönünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar ve olay tarihi, yaralanmanın niteliği, tarafların kusur durumları gibi hususlar dikkate alındığında, davacı … için takdir edilen manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 24/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.