Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/1231 E. 2018/11813 K. 05.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1231
KARAR NO : 2018/11813
KARAR TARİHİ : 05.12.2018

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili, davalı … şirketi vekili ile davalı … Ticaret ve San. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik (…) sigortacısı olduğu aracın sebebiyet verdiği kazada karşı araç içinde yolcu olarak bulunan davacının kardeşi … vefat ettiğini ileri sürerek müvekkili için HMK’nun 107 maddesi uyarınca destekten yoksun kalma tazminatının ve hakim tarafından belirlenecek bir miktar manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan meştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, harca esas değer olarak 2.000,00 TL manevi tazminat için 8.000,00 TL maddi tazminat için göstermiş, yargılama sırasında verdiği dilekçe ile nihai talebini maddi tazminat için 16.193,47 TL, manevi tazminat için 20.000,00 TL olarak belirlediğini bildirmiştir.
Davalı şirketler vekilleri ile davalı …, ayrı ayrı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 16.193,47 TL tazminatın 8.000,00 TL’nin davalı … şirketi açısından 28/11/2008 tarihinden, diğer davalılar açısından 08/11/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacı tarafa verilmesine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile
2.000,00 TL manevi tazminatın 08/11/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılar … ve … Tic.ve San.Ltd.Şti.’nden müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacı tarafa verilmesine, davalı … şirketi açısından sigorta poliçesi kapsamında manevi tazminat teminat kapsamında olmadığından tümüyle ıslah edilen manevi tazminat talebinin ise tekliğin ve bölünmezliğin kuralına aykırılık bulunduğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı … şirketi vekili ile davalı … Ticaret ve San. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı … Ve San. Ltd. Şti. vekilinin tüm, davacı vekili ile davalı … şirketi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebi ile destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 2918 sayılı KTK.nun 98/1, 99/1. maddeleri ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B.2. maddesi uyarınca rizikonun, bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigorta şirketine başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir.
Bu durumda, ilke olarak davadan önce usulüne uygun başvuru yapılmış ise bundan 8 iş günü sonrasında, başvuru yapılmamış ise dava tarihi itibarıyla, belirlenen tazminat alacağının tamamı için anılan tarihlere uygun faiz uygulanması gerekir.
Somut olayda; dosya içerisinde davalı … şirketine davacı … adına başvuru yapıldığına ilişkin belge bulunmamasına göre, davalı … Şti.’nin dava tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. Mahkemece; davalı … Şti. yönünden hükmedilen tazminatın tamamına dava tarihinden faiz yürütülmesi gerekirken, dava dışı anne … ’ın davalı … şirketine kendi zararı için yaptığı başvuru üzerine yapılan ödeme tarihi 28.11.2008 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi doğru görülmemiştir.
3-Davalı … şirketi kazaya neden olan karşı aracın trafik sigortacısıdır. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları’na göre davalı … şirketi manevi tazminattan sorumlu olmadığı gibi manevi tazminata ilişkin harçtan da sorumlu değildir. Mahkemece alınması gereken maddi ve manevi tazminata ilişkin bakiye harcın tamamından davalı … şirketinin de sorumlu tutulması doğru değildir.
4-6100 sayılı HMK’nun 107/1. maddesinde “davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar yada değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir” düzenlemesine; aynı maddenin 2. fıkrasında ise “karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir” düzenlemesine yer verilmiştir.
Davacı taraf, davalıdan talep ettiği destekten yoksun kalma tazminatının tam olarak belirlenmesinin bilirkişi raporuyla mümkün olduğunu belirterek, davasını HMK’nun 107/1 maddesine göre belirsiz alacak davası olarak açmış; destekten yoksun kalma tazminatının belirlendiği bilirkişi raporundan sonra, 19.01.2015 tarihli dilekçesi ile talebini artırmış ve bu bedelin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davacının HMK’nun 107/2. maddesine göre yaptığı bu artırım bir ıslah değildir.
Davacı tarafından, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutulduğu gibi, faiz açıkça talep edilmiştir. Bu durumda, 19.01.2015 tarihli bedel belirleme dilekçesinin dava dilekçesinin devamı olduğu gözetilerek harcı tamamlanan kısım için de faiz işletilmesi gerekirken yazılı şekilde sadece dava dilekçesinde talep edilen 8.000,00 TL tutara faiz işletilmesi doğru değildir.
2, 3 ve 4 nolu bentlerde yazılan hususlar bozma nedeni ise de; bu yanılgıların giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 maddesi delaletiyle mülga 1086 sayılı HUMK’nın 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … Beton Ticaret Ve San. Ltd. Şti. vekilinin tüm, davacı vekili ile davalı … şirketi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentte
açıklanan nedenlerle davalı … şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının (4) nolu bendinin sonuna “davalı … Şti.’nin 470,97 TL kadarı ile sorumlu olması kaydı ile” ibaresinin eklenmesine; hüküm fıkrasının (1) nolu bendinde yazan “28.11.2008”ibaresinin hükümden çıkarılmasına yerine “dava tarihi olan 04.03.2008” ibaresinin eklenmesine, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hüküm fıkrasının (1) nolu bendinde yazan “8.000,00 TL’nin” ibaresinin hükümden çıkarılmasına ve hükmün bu haliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 931,80 TL kalan harcın davalı … Beton Ticaret ve San. Ltd. Şti.’den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı … Şirketine geri verilmesine 05/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.