Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/12301 E. 2019/7612 K. 17.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/12301
KARAR NO : 2019/7612
KARAR TARİHİ : 17.06.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
(Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla)

Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davacıya ait olup davalı tarafından sigortalanan işyerinde 12.02.2010 tarihinde gerçekleşen hırsızlık, patlama ve yangın sonucu hasar oluştuğunu, davalıya başvuru yapıldığı halde ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL. tazminatın olay tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 09.03.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle, taleplerini 72.312,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davaya konu alacağın zamanaşımına uğradığını, ceza soruşturması sonucunun beklenmesi gerektiğini, yasal sürede hasar ihbarı yapmayan davacının tazminat talep hakkı bulunmadığını, yangının kasten çıkarılmış olduğu şüphesi bulunduğundan zararın teminat dışı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL. tazminatın temerrüt tarihi olan 14.04.2010’dan işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline; ıslah ile artırılan kısım zamanaşımına uğradığından artırılan bölüme ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, işyeri sigorta poliçesi gereği tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasında imzalı işyeri sigorta poliçesinin tanzim edildiği tarih ve riziko tarihi itibariyle yürürlükte olan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1268/1. maddesi ve Yangın Sigortası Genel Şartları’nın C.10. maddesi gereği, sigorta sözleşmesinden doğan davalar için 2 yıllık zamanaşımı süresi geçerlidir. Mahkeme tarafında da bu gerekçeyle, davacı yanın 09.03.2015 tarihli dilekçesine konu ettiği ıslah ile artırılan bölümün zamanaşımına uğradığı kabul edilerek hüküm tesis edilmiştir.
Davacının, taraflar arasında imzalı 04.12.2009- 19.10.2010 vadeli, Tüm İşyeri Sigorta Poliçesi’ne dayalı olarak tazminat talebinde bulunduğu; davaya konu edilen rizikonun 12.02.2010 tarihinde gerçekleştiği ve ıslahın 09.03.2015 tarihinde yapıldığı dikkate alındığında, ıslah ile artırımın 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde yapılmadığına ilişkin mahkeme kabulü doğru görünmektedir. Ne var ki; davacıya ait işyerinde gerçekleşen patlama nedeniyle çıkan yangın ile hemen akabinde gerçekleşen hırsızlık olaylarının şüpheli olduğu, yangının sigortadan menfaat temin etmek saikiyle kasten çıkarılmış olabileceği iddiası ile davalı sigortacının davacı sigortalı hakkında, “sigorta bedelini almak amacıyla dolandırıcılık ve bu amaçla suç uydurma” iddiası ile C. Başsavcılığı’na şikayette bulunduğu; Amasya Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/6 Esas sayılı dosyasında davacı hakkında dava açıldığı; ceza mahkemesi tarafından, atılı suçun sanık davacı tarafından işlendiği sabit olmadığından verilen beraat kararının, 15. Ceza Dairesi’nin 30.01.2014 tarih, 2013/1011 Esas ve 2014/1606 Karar sayılı ilamı ile onandığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Davalı … şirketi vekili, davaya konu zararın, yangının şüpheli olması nedeniyle poliçe teminatı dışında kaldığını ve bu hususa ilişkin ceza davası sonucunun beklenmesi gerektiğini savunmuş ve mahkeme tarafından da 20.03.2014 tarihine kadar ceza davasının kesinleşmesi beklenmiştir. Bu tarihten sonra, zarar miktarının belirlenmesi için ilk bilirkişi raporu 22.12.2014 tarihinde alınmış, 02.02.2015 tarihli ek rapor ve sonraki tarihlerde alınan raporlarla zarar belirlenmiş; bilirkişi raporlarıyla yapılan hesaplamalar üzerine, davacı vekili tarafından verilen 09.03.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle talep artırımı yapılmıştır. Davaya konu edilen zararın teminat kapsamında olup olmadığının saptanması bakımından ceza davası sonucunun beklenmesiyle geçirilen süre (özellikle bu konudaki davalı sigortacının savunma ve talepleri) ile zarar miktarının belirlenmesine ilişkin süreç dikkate alınarak ıslah edilen bölüm için zamanaşımı değerlendirmesinin yapılması, dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olacaktır.
Açıklanan vakıalar karşısında mahkemece; davalı yanın zararın teminat dışı olduğuna ilişkin savunmaları ile bu hususta yaptığı şikayet sonucu görülen ceza davasının kesinleşme tarihi, sürecin bu şekilde gerçekleşmesinde davacıya atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı, davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak açtığı kısmi davada zararın belirlenmesine ilişkin ilk bilirkişi rapor tarihinden (22.12.2014’ten) ve ceza davasının kesinleşip zararın teminat dışı kalmasına yol açacak bir durumun bulunmadığının sabit hale geldiği tarihten (30.01.2014’ten) sonraki 2 yıl içinde (09.03.2015’te) ıslahı yaptığı dikkate alınarak, ıslah edilen bölüm için değerlendirme yapılıp hüküm tesisi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 17/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.