Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/1225 E. 2018/11184 K. 22.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1225
KARAR NO : 2018/11184
KARAR TARİHİ : 22.11.2018

MAHKEMESİ : … Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, taraf vekilleri tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davacının sözleşmeli ambulans hemşiresi olarak çalışmakta iken, gelen kaza ihbarı nedeniyle 20/05/2010 tarihinde kaza mahalline gittiğini, geri dönerlerken, kaza sonucu yola dökülen madde nedeniyle ambulansın kaydığını ve trafik kazası geçirdiklerini, kaza mahallinde yola dökülen mazotun karayolları görevliler tarafından temizlenmediği gibi bu hususa dair hiç bir uyarı da yapılmadığını, bu nedenle davacının yaralandığını belirterek fazlaya dair hak ve talepleri saklı kalmak üzere 10.000,00 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 20/05/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Karayolları Genel Müdürlüğü’nden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili birleştirilen … Esas sayılı dosyasında, tahsilde tekerrür olmamak üzere şimdilik 10.000,00 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Sağlık Bakanlığı’ndan müşterek ve müteselsil sorumluluğu esas alınarak tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile maddi tazminat yönünden toplam 237.338,36 TL maddi tazminatın 59.334,59 TL’lik kısmının 20/05/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ile davalı KGM’den, 178.003,77 TL tazminatın davalı Sağlık Bakanlığı’ndan 20/05/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline, manevi tazminat yönünden 10.000,00 TL tazminatın 20/05/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı KGM’den, 15.000,00 TL tazminatın 20/05/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı Sağlık Bakanlığı’ndan tahsiline karar verilmiş; hüküm, süresi içerisinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü kamu tüzel kişisi olup görmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmeti sırasında verdiği iddia olunan zararlardan dolayı sorumluluğu özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkileri kullanırken oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanmakta olup bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayanılarak İdari Yargılama Usul Kanunu 2. madde hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikamesi gerekmektedir. (11.02.1959 günlü ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı)
Somut olayda, davacı vekili, hizmet kusuru bulunduğunu ileri sürerek davalı Karayolları Genel Müdürlüğü’ne hizmet kusuruna dayalı olarak dava açmıştır.
Buna göre, görev-yargı yolu yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınacak hususlardan olduğundan, eldeki asıl davada davalı Karayolları Genel Müdürlüğü yönünden hizmet kusuruna dayanılmış olup bu davalı aleyhine açılan davanın tefrik edilerek yargı yolu caiz olmadığından HMK.nın 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tüm davalılar hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. Kişinin, hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir. 1982 Anayasasının 36. maddesi ve HUMK’nın 73. maddesi (6100 sayılı HMK m. 27) uyarınca açık bir şekilde vurgulanan temel kurala göre, mahkeme tarafları dinlemeden, onları iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez.
Somut olayda, birleşen dosya davalısı Sağlık Bakanlığına birleşen 2015/1296 E. sayılı dosyasında dava dilekçesi usulüne uygun şekilde tebliğ edilmemiştir.
Bu durumda mahkemece davalı tarafa usule uygun şekilde dava dilekçesinin tebliği ile savunma hakkı verilmesi, delillerinin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması savunma hakkının kısıtlanmasına yönelik esaslı usul hatası olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
3-Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin tüm davalı Sağlık Bakanlığı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekilinin ve davalı Sağlık Bakanlığı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin tüm ve davalı Sağlık Bakanlığı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 22/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.