Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/12146 E. 2019/5677 K. 08.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/12146
KARAR NO : 2019/5677
KARAR TARİHİ : 08.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalılar Dilek ve … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R –

Davacı vekili; 21/05/2011 günü davalıların maliki, sürücüsü ve ZMSS poliçesi ile sigortacısı oldukları aracın karşıdan karşıya geçmek için bekleyen davacıya çarpması sonucu davacının ağır biçimde yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 3.000,00 TL maddi tazminatın (sigorta şirketi yönünden dava tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile) davalılardan, 40.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili; davalı şirketin sorumluluğunun maddi tazminat ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu ve davacıya dava açılmadan önce 13.11.2012 tarihinde 9.006,00 TL ödeme yapılmış olması nedeniyle sorumluluklarının kalmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar Dilek ve … vekili; iddia edilen maluliyet oranın kabulünün mümkün olmadığını ve talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili 27/03/2016 tarihli “maddi tazminattan feragat” konulu dilekçe ile; davalı … A.Ş.’nin maddi tazminatı anlaşma yoluyla taraflarına ödediğini ve
maddi tazminat yönünden davanın tüm davalılar açısından konusuz kaldığını bildirmiştir.
Mahkemece, davacının maddi tazminat davası konusuz kaldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 7.500,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … ile 21/05/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalılar Dilek ve … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar Dilek ve … vekilinin 2 nolu bent kapsamı dışında kalan yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava trafik kazası sonucunda oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili yargılama esnasında 27/03/2016 tarihli “maddi tazminattan feragat ve davaya beyan” konulu dilekçe ile; maddi tazminat talebine ilişkin davayı tüm davalılara karşı açtıklarını, davalı … A.Ş.’nin maddi tazminatı anlaşma yoluyla taraflarına ödediğinden dolayı maddi tazminat yönünden tüm davalılar açısından davanın konusuz kaldığını bildirmiştir. Sigorta şirketince ödemenin dava açılmadan önce yapılmış olmasına göre davacı beyanları da dikkate alınarak, maddi tazminat talebi kapsamında davalılar Dilek ve … lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ve yine maddi tazminat talebi kapsamında kalan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da göz önünde tutularak BK’nın 47. maddesindeki(6098 sayılı T.B.K.’nın 56. mad.)özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nın 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Belirtilen hususlar dikkate alındığında, olay tarihi, olayın meydana geliş şekli, tarafların kusur durumu, davacının maluliyet oranı dikkate alındığında, davacı için takdir olunan manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun şekilde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar Dilek ve … vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar Dilek ve … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılar Dilek ve …’a geri verilmesine 08/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.