Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/11924 E. 2018/12656 K. 24.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11924
KARAR NO : 2018/12656
KARAR TARİHİ : 24.12.2018

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, 15/10/2005 tarihinde müvekkili yaya olan Delil’e plakası tespit edilemeyen aracın çarpması sonucu Delil’in yaralandığını, olay yerinden kaçan sürücünün tam kusurlu olduğunu, Delil’in arkadaşının çarpan aracın plakasının … ile başladığını belirttiği, ancak plakanın devamının tam tespit edilemediğini, kendileri tarafından tespit edilen … ve … plakalı araçların davalı … şirketlerine ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, araçların malik ve sürücülerinin bu olayın faili olmadıklarını ve mağdur edildiklerini müvekkillerine beyan etmeleri ve dosya kapsamına başkaca bilgi ve belge sunulamadığından sözkonusu kazaya karışmadıklarına kanaat getiren müvekkillerinin bu şahıslardan davacı ve şikayetçi olmadıklarını … C. Başsavcılığının … Hz. sayılı dosyasına bildirdiklerini, 03/07/2006 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, Güvence Hesabına yapılan başvurunun soruşturma dosyasında kimsenin şikayetçi olmadığı ve bu nedenle şüpheliler hakkında … nolu takipsizlik kararı verildiği, bu konuda suç unsuru ve suçlular hakkında bir araştırma ve takip imkanı kalmadığı ve daimi arama kararı çıkarılamadığı bahsiyle mevcut belgeler üzerinde yapılan incelemede olay hakkında bir kanaat edinilemediğinden talebin sonuçlandırılamadığı belirtilerek
reddedildiğini, davacı küçüğün % 56 oranında maluliyeti bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 35.000,00 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, talebini 50.000,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı Güvence Hesabı ve Işık Sigorta AŞ vekilleri davanın reddini savunmuş, davalı … AŞ vekili, kaza tarihi itibariyle şirketleri nezdinde… plakalı aracın trafik sigortası bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; tüm davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle, maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “işletenlerin, bu Kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına “neden olması” halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türüdür.
Güvence Hesabı Yönetmeliğinin 9/1. maddesine göre ise; “Hesaba zorunlu sigortalara ilişkin olarak;
a)Sigortalının veya sigortayı yaptırmakla sorumlu olanın tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için, … başvurulabilir.” düzenlemesi mevcuttur.
Somut olaya ilişkin olarak; yukarıda açıklanan madde hükümlerinin değerlendirilmesinden, Güvence Hesabının zarardan sorumlu tutulabilmesi için Güvence Hesabının sorumlu tutulacağı aracın bir kimsenin bedensel zararına “neden
olması” ve “sigortalının veya sigortayı yaptırmakla sorumlu olanın tespit edilememesi” gerekmektedir.
Somut olayda mahkemece; “… dava konusu kazaya karışan aracın davalı … şirketlerine sigortalı olduğu hususu ispat edilemediğinden sigorta şirketlerinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, davalı Güvence Hesabı yönünden ise, davacının soruşturma dosyasında şikayetten vazgeçmesi nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmekle soruşturma dosyasının kapatıldığı, davacının gerçek failin tespit edilmesine bizzat kendi iradesi ile engel olduğu, Güvence Hesabının sorumluluğunun ilgili mevzuat gereğince dava konusu olayla ilgili olarak “plakası tespit edilemeyen” motorlu araçların işletilmesi sırasında sebep olunan yaralanma- ölüm..vs. durumlarda sözkonusu olabileceği, dava konusu olayda ise plakanın tespit edilmesinin bizzat davacının iradesi neticesine bağlı olarak mümkün olmadığı dolayısıyla Güvence hesabının sorumluluğunu gerektirecek yasal şartların mevcut olmadığı kanaati ile…” davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece, davalı … şirketleri yönünden davanın reddine karar verilmesi isabetli ise de, Güvence Hesabı yönünden hatalı değerlendirme ile varılan sonuç isabetli bulunmamış, yine sigorta şirketleri yönünden verilen red kararı ile Güvence Hesabı yönünden verilen red kararı çelişki oluşturmuştur.
Sigorta şirketleri yönünden; dava konusu kazaya karışan aracın davalı … şirketlerine sigortalı olduğu hususu ispat edilemediğinden sigorta şirketlerinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş olup, gerekçenin açılımı; trafik kazasına sebebiyet veren aracın plakasının tespit edilememesidir. Eğer aracın plakası tespit edilebilmiş olsa, sigorta şirketlerinden birinin dava konusu kaza nedeniyle sorumluluğu cihetine gidileceği açıktır.
O halde, dava konusu kazaya sebebiyet veren aracın plakasının tespit edilemediği somut olayda, plakanın tespit edilemediği gerekçesi ile davalı … şirketleri yönünden davanın reddine karar verilirken, aynı gerekçe ile Güvence Hesabının sorumluluğunun gözönüne alınması değerlendirilmeksizin (davacı küçüğün
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 24/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.