Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/11678 E. 2019/4508 K. 10.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11678
KARAR NO : 2019/4508
KARAR TARİHİ : 10.04.2019

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-

Davacılar vekili, sürücü …’ün sevk ve idaresindeki aracıyla gerçekleştirdiği tek taraflı kazada araçta yolcu olan destek …’ün vefat ettiğini, davacıların destekten yoksun kaldıklarını, sigorta şirketine yapılan başvuru sonucu 23.01.2015 tarihinde ödenen 11.576,00 TL’nin gerçek zararı karşılamaktan uzak olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik her bir davacı için 7.500,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte 2014 yılına ait poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 25.01.2016 havale tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporu doğrultusunda maddi tazminat talebini davacı … için 37.951,86 TL, Tuana için 24.043,68 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, müteveffa Elif Gülüm’ün vefatı ile ilgili hesaplanan tazminatın 23/01/2015 tarihinde 11.576,00 TL davacı tarafa ödendiğini, müteveffanın kaza sırasında emniyet kemeri kullanmadığını ve kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile davacılardan Zeynep Su için 37.951,86 TL, Tuana

için 24.043,68 TL olmak üzere toplam 61.995,54 TL tazminatın davalı … şirketinden, temerrüt tarihi olan 23/01/2015 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizinin hesaplanarak davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, dair karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda kaza; desteğin, sigortalı araçta emniyet kemeri takmaksızın yolcu olarak bulunduğu sırada gerçekleşmiş, kaza tespit tutanağına göre desteğin kapı açılarak yere düşüp yaralandığı ve ardından vefat ettiği, otopsi raporuna göre genel beden travmasına bağlı kafatası ve kot kırıkları ile gelişen iç kanama sebebi ile öldüğü tespit edilmiş, olaya ilişkin olarak alınan trafik bilirkişisi tarafından hazırlanan 17.01.2014 tarihli kusur raporunda yolcu olan desteğin emniyet kemeri takmadığından asli oranında kusurlu bulunduğu belirtilmiştir.
6098 sayılı Borçlar Yasasının, “Tazminatın belirlenmesi” üst başlıklı 51/1 maddesi ile( 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 43.maddesi); Hâkimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği hükme bağlanmıştır.
Tazminattan indirim sebeplerini düzenleyen, Türk Borçlar Yasasının 52.maddesinde (Borçlar Kanunu 44. madde) öngörülen sebepler, daha çok zarar görenle ilgilidir. “Hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı” yönündeki genel hukuk ilkesinin etkisiyle, maddede sayılan belirli hal ve durumlarda tazminattan indirim yapılması mümkün bulunmaktadır.
Davacıların desteği, meydana gelen kazada yolcu olup, kusursuzdur. Desteğin araçta nizamlara aykırı ve kendi can emniyetini tehlikeye atacak şekilde koruyucu önlemler almaksızın yolculuk yapması ise sürüş kusurlarından olmayıp, hakim tarafından tazminattan indirim sebebi olarak kabul edilmelidir. Yolculuk yapmaya uygun olmayan araçta bulunmak, yolculuk için gerekli koruyucu önlemleri almamak veya kurallara aykırı yolculuk yapmak gibi hususlar bilirkişi tarafından kusur oranı belirlenirken dikkate alınacak hususlar değildir. Oysa mahkemece alınan bilirkişi raporunda destek emniyet kemeri takmaksızın yolculuk yapmasına göre asli oranında kusurlu görülmüştür. Müterafik kusura ilişkin hususun kusur raporunda irdelenmiş ise de hükme esas alınan 07.01.2016 tarihli bilirkişi raporunda desteğin kusursuz oluşuna göre hesaplama yapılması isabetli olmuştur.

Bu durumda yapılması gereken mahkemece; öncelikle desteğin trafik akışına ilişkin olarak kusursuz olduğu kabul edilerek daha sonra desteğin emniyet kemeri takmaksızın yolculuk yaptığı hakim tarafından değerlendirilerek, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 10/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.