Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/11640 E. 2019/5689 K. 08.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11640
KARAR NO : 2019/5689
KARAR TARİHİ : 08.05.2019

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili; 31/12/2010 tarihinde davalıların maliki, sürücüsü ve ZMSS poliçesi ile sigortacısı oldukları aracın, … Büyükşehir Belediyesinin kazaya sebebiyet verecek şekilde hatalı ve plansız yaptığı sorumluluğunda bulunan yaya üst geçidine yürümeye çalışan davacıya yan yol kaldırım kıyısında çarpması sonucu davacının ağır şekilde yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere ve sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla şimdilik 1,000,00 TL işgücü kaybından kaynaklı maddi tazminatın, 500,00 TL çalışamadığı döneme ilişkin kazanç kaybının, 500,00 TL tedavi, yol, pansuman v.b. giderlerinin ve 500,00 TL sürekli bakıcı giderinin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline; 150.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Sompo Japan Sigorta A.Ş. Vekili; sigorta şirketinin sorumluluğunun kusur oranında ve poliçe limiti ile
sınırlı olduğunu, kazanın oluşumunda tarafların kusur oranının belirlenmesi gerektiğini, davacı tarafın başvurusu olmadığından davanın açılmasına sebebiyet verilmediğini ve sağlık giderleri yönünden yükümlülüğün bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar Halil ve … vekili; kazanın meydana gelmesinde asıl kusurlu tarafın davacı olduğunu ve davacının tazminat taleplerinin hukukun belirlediği esaslara ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Belediyesi vekili; görevli mahkemenin İdare Mahkemesi olduğunu, olayda davalıya yöneltilebilecek bir hizmet kusurunun söz konusu olmadığını, olayın vukuu bulduğu üst geçidin yapımının Karayolları Genel Müdürlüğü’ne ait olması nedeniyle husumet itirazında bulunduklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulü ile olayda etkenlik arz edecek bir işaretleme eksikliği, yol kusuru ya da başka bir unsur olmaması nedeniyle davalı …’nın kusurunun olmadığı gerekçesiyle … hakkında açılan davanın reddine; ek bilirkişi raporunda hesaplanan 1.071,00 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 31/12/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalı sigorta şirketi bakımından dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte) davalılar sürücü …, araç sahibi … ve sigortayalan Sompo Japan Sigorta A.Ş’nden (poliçedeki limit ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddine; takdiren 4.500,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 31/12/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar sürücü … ve araç sahibi … ‘dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; özellikle oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporundaki kusur
tespitinin ve maluliyet oranının benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, ayrıca manevi tazminatın takdirinde 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. maddesindeki (6098 sayılı TBK m. 56) özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre; davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava konusu somut olayda davacı, davalı …’yi hizmet kusuru nedeniyle dava etmiştir. Kamu hizmeti görmekle yükümlü olan davalı, kamu hizmeti sırasında verdiği zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildir. İdari karar ve eylemlerden doğan zararlar niteliğinde bulunan zararın ödetilmesi istekleri 11.2.1959 günlü ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararında değinildiği üzere tam yargı davasının konusunu oluşturur. Bu davaların ise 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 2. maddesi hükmünce idari yargı yerinde açılması gerekir. Bu nedenlerle davalı kurumun kamu hizmeti sırasında verdiği zarardan dolayı Adli Yargı’da dava açılamayacağından, HMK’nın 114/1-b maddesi gereğince yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle ve HMK’nın 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar vermek gerekirken, hatalı ve yanılgılı gerekçe ile davalı …’na kusur izafe edilmemiş olması nedeniyle reddi şeklinde karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmekte ise de sonucu itibariyle doğru olan kararın HUMK.nun 438/9.maddesi uyarınca değişik bu gerekçeyle onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİ; ile hükmün gerekçesi değiştirilerek ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 15,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 08/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.