Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/11380 E. 2019/5687 K. 08.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11380
KARAR NO : 2019/5687
KARAR TARİHİ : 08.05.2019

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili, davalı … vekili ve davalılar Efes Pazarlama ve Dağıtım Tic. A.Ş. ve … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili; davacının 15/10/2010 günü yaya kaldırımında karşıdan karşıya geçmek için beklerken, davalı Efes Paz. Dağ. Tic. A.Ş.’nde çalışan davalı …’nun kullandığı, davalı Çelik Motor Tic. A.Ş.’ne ait ve davalı … şirketine sigortalı araç ile davalı …’ın sürücüsü ve maliki olduğu, davalı … Şirketine sigortalı aracın çarpıştıklarını, çarpışmanın etkisiyle savrularak kaldırımda bekleyen davacıya çarptığını ve ağır şekilde yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kaza tarihinden itibaren işletilecek avans faizleriyle birlikte 10.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 150.000,00 TL manevi tazminatın … Şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 30/01/2015 tarihli dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin dava değerini 26.921,08 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı Çelik Motor Ticaret A.Ş. Vekili; davalının kazaya karışan aracı davalı Efes Pazarlama ve Dağıtım Ticaret A.Ş.’ne 23/06/2010-22/06/2013 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 36 ay süre ile kiraladığını, davalı şirketin aracın işleteni olmadığını belirterek öncelikle husumet yönünden reddine, aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Efes Pazarlama ve Dağıtım Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, davalı şirketin istihdam eden sıfatıyla sorumluluğunun olmadığını, davalı şirketin çalışanı …’nun dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını ve talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili; davalının kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, davacının ev hanımı olması nedeniyle maddi kayba uğramasının söz konusu olmadığını ve talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili; kazanın meydana gelmesine davalı …’nun sebep olduğunu, davacının maddi tazminat taleplerinin belgeye dayanmadığını, talep ettiği maddi ve manevi tazminat miktarlarının zenginleşmeye yol açacak nitelikte olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şirketi vekili; kazaya karışan araçların ZMSS poliçesi ile sigortacısı olduğu, davalının sorumluluğunun poliçe limiti ve sürücülerin kusuru ile sınırlı olduğunu, olayda sigortalı araçların kusur durumlarının ispat edilmesi gerektiğini, dava açılmadan başvuru olmadığı için temerrüt tarihi olarak dava tarihinin esas alınması gerektiğini ve avans faizi istenemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalı Çelik Motor Tic. A.Ş.’nin maliki olduğu aracı kaza tarihinden önce ve uzun süreli olarak davalı Efes Pazarlama Tic. A.Ş’ne kiralamış olması nedeniyle kaza tarihinde söz konusu aracın işleteni olmadığı gerekçesiyle davalı Çelik Motor Tic. A.Ş. hakkındaki davanın reddine; davalı … ve Anadolu
Anonim Türk Sigorta Şirketi hakkındaki davanın kısmen kabulü ile 13.460,54 TL maddi tazminatın (… için 15/10/2010 tarihinden, … Şirketi için 10/11/2010 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte) bu davalılardan müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, olayın özelliği kusur oranı ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak taktiren 30.000,00 TL manevi tazminatın 15/10/2010 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine; davalılar Efes Pazarlama A.Ş. ve … hakkındaki davanın kısmen kabulü ile 13.460,54 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 43.460,54 TL tazminatın 15/10/2010 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili, davalı … vekili ve davalılar Efes Pazarlama Ve Dağıtım Tic. A.Ş. ve … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur ve maluliyet oranının, maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekili, davalı … vekili ve davalılar Efes Pazarlama Ve Dağıtım Tic. A.Ş. ve … vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 saylı KTK nun 85. maddesi gereği, Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. Aynı yasanın 88. maddesi gereği de, bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.
Somut olayda, dava konusu kazaya karışan araçların her ikisinin de ZMSS poliçelerinin davalı …
Sigorta Şirketi tarafından düzenlendiği ve davacı vekilinin temyiz dilekçesindeki talep şekli gözetilerek kazanın oluşumunda kusurları olduğu tespit edilen her iki aracın sürücüsünün kusuruna göre (%50’şer) bu araçların işleten, sürücüsü ve trafik sigortacısından müştereken müteselsilen tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece buna göre kusur oranlarına göre hüküm kurulduğu anlaşılmakta ise de hesaplanan 26.921,08 TL tazminatın %50 kusura isabet eden 13.460,54 TL’lik kısmından kazaya karışan … plakalı aracın işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı sorumlu tutulmuşken, %50 kusura isabet eden kalan 13.460,54 TL’lik kısmından kazaya karışan … plakalı diğer aracın yalnızca işleteni ve sürücüsünün sorumluluğuna hükmedilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler gereği ve talep şekli de nazara alınarak davalı … Şirketi’nin davalılar Efes Pazarlama A.Ş. ve … ile birlikte tazminatın 13.460,54 TL’lik kısmından müşterek ve müteselsilen sorumluluğuna hükmetmek gerekir iken yazılı şekilde davalılar Efes Pazarlama A.Ş. ve …’nun sorumlu olduğu 13.460,54 TL maddi tazminat bedelinden davalı … Şirketinin müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulmamış olması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
3-Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın
satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır.(HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, T.M.K’nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hâkimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar, sosyal ve ekonomik durum araştırması dikkate alındığında, davacı lehine takdir olunan manevi tazminatın fazla olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili, davalı … vekili ve davalılar Efes Pazarlama Ve Dağıtım Tic. A.Ş. ve … vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalılar Efes Pazarlama Ve Dağıtım Tic. A.Ş. ve … vekilinin, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılar … ve Efes Pazarlama ve Dağıtım Tic. A.Ş. ve …’na geri verilmesine 08/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.