Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/11293 E. 2019/7087 K. 30.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11293
KARAR NO : 2019/7087
KARAR TARİHİ : 30.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davalılar vekillerince temyiz edilmiş ve davalı … vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 28.05.2019 Salı günü davalı … ve vekili Av. … geldi. Davacı ve diğer davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı … ve vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkili şirketin 14/04/2014 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli çekten dolayı davalı borçlu … ‘dan dan alacaklı olduğunu, bu çeki tahsil edemediği için Bakırköy 4. İcra Müdürlüğünün 2014/5963 Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi yaptığını, icra takibinde …’a usulüne uygun olarak tebligatın yapıldığı, bu kez adresine gidildiğinde hacze kabil malının olmadığının ayrıca müvekkilinin Bakırköy 4. İcra Müdürlüğünün 2014/8122 Esas sayılı takip dosyasında da 40.000,00 TL bedelli çekten dolayı alacaklı olduğunu, bununda tahsili için takip dosyası ile takip ettiğini, ancak davalıdan borcunu tahsil edemediğini, ayrıca yine … aleyhine aynı icra Müdürlüğünün 2014/8828 Esas sayılı takip dosyası ile de 50.000,00 TL’lik takip yaptığını, bu dosyada da alacağını alamadığını, daha sonra yapılan araştırma da davalı … adına kayıtlı olan …,…,…, ada, 1 parsel de bulunan 174/1000 arsa paylı 4 nolu bağımsız bölümü 20/09/2013 tarihinde diğer davalı annesi …’a 255.000,00 TL bedel ile satıldığını, davalının meskeninde yapılan incelemede hacze kabil mal bulunmadığını, aciz vesikası yerine geçen haciz tutanağının ekli sunulduğunu, muhtelif Yargıtay içtihatlarında ve İcra İflas Kanununun 277., 278., 280. maddelerinde yakın akrabalar arasındaki tasarrufi işlemin muvazaalı olduğunu bu nedenle her üç dosyadan da alacağının alınması için satış izni verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazla ilgili alınan bilirkişi raporuna göre davalı …’ın borç baskısı altında adına kayıtlı olan 4 nolu bağımsız bölümü diğer davalı annesi …’a 255.000,00 TL’ye devrettiği, yapılan bilirkişi incelemesi ile bedelin daha yüksek olduğu ayrıca dosya kapsamına göre davalıların anne -oğul ilişkisi içerisinde oldukları, gerçek bir satış olmadığı, borçtan kurtulmaya yönelik bir satış olduğu sonuç ve kanaatine varıldığından İcra İflas Kanununun 277., 278., 280. Maddeleri gereğince açılan davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı … vekili ve diğer davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı …’ın tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davanın İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerektiği, bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği, özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığının incelenmesi, satılan taşınmaz üzerinde, ipotek ve haciz kayıtları varsa, alıcı taşınmazı bu kayıtlarla yükümlü olarak satın almış olacağından, satışın bunların tamamı üzerinden yapıldığının kabulü gerektiği, bu nedenle oransızlığın belirlenmesinde tapu kaydındaki ipotek ve haiz miktarının da göz önünde tutulması gerektiği, aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılması gerektiği, keza İİK.nun 280. maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmeli, öte yandan İİK.nun 279. maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Dava koşulları yönünden dosya incelendiğinde, davacı alacaklının dayandığı 12/05/2014 keşide tarihli 40.000 TL bedelli ve 22/05/2014 keşide tarihli 40.000 TL bedelli çeklerden kaynaklı alacağını Bakırköy 4.İcra Müdürlüğünün 2014/8122 ve 08/06/2014 keşide tarihli 50.000 TL bedelli çekten kaynaklı alacağını da 2018/8828 sayılı dosyaları üzerinden takibe koymuş olup borçlu …’a ödeme emirlerinin tebliğ edilemediği ve takibin kesinleşmediği anlaşılmaktadır. 14/04/2014 keşide tarihli 50.000 TL bedelli çekten kaynaklı alacağın takibe koyulduğu 2014/5963 sayılı dosyasından ise İİK’nun 105. maddesi anlamında aciz belgesi niteliğinde sayılabilecek bir haciz yapılamamıştır. Dolayısıyla da dava ön koşulunun somut olayda gerçekleşmediği anlaşılmaktadır.
Kabule göre de somut uyuşmazlıkta, dosya içerisindeki tapu kaydı incelendiğinde …,… ada, 1 parsel de bulunan 174/1000 arsa paylı 4 nolu bağımsız bölümün 20/09/2013 tarihinde 255.000,00 TL bedelle davalı 3. Kişi annesi …’a satıldığı ve üzerinde 27/06/2013 tarihli 2.250,000,00 TL’lik Halk Bankası lehine ipotekli olarak devredildiği, bilirkişi raporu uyarınca taşınmazın satış tarihindeki gerçek değerinin ise 1.200.000,00 TL olarak belirlendiği ve ipotekli olarak devredildiği için bedel farkı olmadığı anlaşılmıştır. Mahkemenin gerekçesinde, iptal sebepleri arasında sayılan bedel farkının hükme esas alınması doğru olmamıştır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı …’ın tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle de davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının BOZULMASINA ve 2.037,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı …’a verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 9.221,80 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı …’dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …’a geri verilmesine, 30/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.