Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/11264 E. 2017/6098 K. 30.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11264
KARAR NO : 2017/6098
KARAR TARİHİ : 30.05.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R-
Davacılar vekili asıl ve birleşen davada ;davacıların murisi …’in sevk ve idaresinde bulunan 76 DL 131 plaka sayılı davalı … şirketi nezdinde sigortalı bulunan araç ile yapmış olduğu trafik kazası neticesinde 24/08/2014 tarihinde hayatını kaybettiği, murisin çiçekçilik işi ile uğraşıp aylık 2000-2500 TL geliri olduğunu, müvekkillerinin murisinin ölümü nedeni ile davacıların desteğinden yoksun kaldıklarını beyan ederek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla toplam 2000 TL maddi tazminat ile 4310 TL defin ve cenaze gideri tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş;14.03.2016 tarihinde ıslah ile destekten yoksun kalma tazminat talebini davacı … için 100.770,88 TL’ye, davacı … için 20.907,46 TL ye yükseltmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacıların davasının ıslah ile birlikte kabulü ile, davacı … için 100.770,88 TL, davacı … için 20.907,46 TL olmak
üzere toplam 121.678,34 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 4.310,00 TL defin ve cenaze gideri (Mahkememizin birleşen 2016/13 Esas sayılı dosyası açısından) olmak üzere toplam 125.988,34 TL maddi tazminatın davalı …Ş yönünden temerrüt tarihi olan 03.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte poliçe limiti ile sınırlı olmak şartı ile (miktar poliçe limiti dahilinde) davalıdan tahsili ile davacı …’e verilmesine, (kendi adına asaleten küçük …’e velayeten) karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, davacıların murisinin ölümü nedeni ile 6098 sayılı TBK m. 53 gereğince destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre; çocuklar için destekten yoksun kalacakları sürenin belirlenmesinde yaşları, okuldaki eğitim durumları, içinde yaşadıkları sosyal ve ekonomik koşullar değerlendirilerek ayrı ayrı değerlendirilmesi, … öğrenim yapacaklar ise, öğrenimlerinin sona erdiği tarih, yapmamakta ise yerleşik ve kabul gören uygulamaya göre, erkek çocukları için 18 yaşın, kız çocukları için 22 yaşın desteğin sona ereceği yaş olarak kabul edilerek hesaplama yapılması gerekmektedir.
Somut olayda; davacılardan … orta öğretim öğrencisi olup, müteveffanın fiili desteğine muhtaç olduğu kabul edilmiş ise de; istifade yaşının 18 yaşının sonuna kadar olduğu kabul edilerek hesaplama yapılması gerekirken, yazılı şekilde 20 yaşına kadar hesaplama yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınması bozmayı gerektirmiştir.
3-Bir insanın ölümü hukukî anlamda bir zarar olmamakla beraber, bu yüzden yine de bazı zararlar meydana gelmiş olabilir. İşte 6098 sayılı TBK m. 53 öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Buna “destekten yoksun (muinden mahrum) kalma tazminatı” denir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu,
desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK’nın 53. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Davalı destekten yoksun kalmadan ileri gelen somut zararı gidermek zorundadır. Bu nedenle tazminat hesabından önce zarar tutarını belirlemek gerekir. Bunan yanında amaç zarar görenin malvarlığındaki eksilmeyi giderme olduğuna göre, ölüm nedeniyle desteğini yitirenin elde ettiği çıkarlar varsa, bunların da zarar tutarından indirilmesi gerekir. Aksi halde zarar görenin malvarlığında olaydan önceki duruma göre bir artış meydana gelmiş olur. Buradaki amaç zarar görenin malvarlığını zenginleştirmek değil, desteğini yitiren kişiye ölümden önceki yaşam düzeyini sürdürebilme olanağı tanımaktır.
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, davacının ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir.
Destekten yoksun kalma tazminatının doğru belirlenebilmesi için, desteğin gelirinin net bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Somut olayda; desteğin çiçekçilik yaptığı anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda desteğin geliri; kolluk araştırması, … Esnaf ve Sanatkarlar Odası yazısı ve tanık beyanına göre aylık 2000 TL olduğu kabul edilerek asgari ücretin 2.24 katı üzerinden hesaplama yapılmıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere desteğin gelirinin varsayıma dayalı olarak belirlenmesi hatalıdır. Buna göre; mahkemece, …’dan ve vergi dairesinden desteğin gelirine ilişkin kayıtları getirtilerek gerçek geliri üzerinden aktüer hesabı yapılması gerekirken, eksik incelemeye dayalı hüküm verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 30.5.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.