Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/10178 E. 2019/5171 K. 29.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10178
KARAR NO : 2019/5171
KARAR TARİHİ : 29.04.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında tazminat davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacının, 24/09/2008 tarihinde davalıya ait araçta yolcu iken meydana gelen tek taraflı trafik kazasında sakatlandığını, sigorta şirketine karşı eksik ödeme nedeniyle dava açıldığını, bu davada tüm delillerinin toplandığını, ATK 3. İhtisas Kurulu raporu ile davacının %34 oranında malul kaldığının belirlendiğini ve bu kararın kesinleştiğini, zararın poliçe teminat tutarından yüksek olduğunu belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsilini talep etmiş, 372.417,12 TL olarak talebini ıslah etmiştir.
Davalı … vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile; 372.417,12 TL’nin kaza tarihi olan 24/09/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Dava, trafik kazasında yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
2-Davacının, kaza sonucu çalışma gücünde oluşan azalma nedeniyle uğradığı zarar, geleceğe ilişkin olduğundan, gelirlerinin usul ve uygulamaya uygun olarak belirlenmesi önem kazanmaktadır. Çalışma hayatının, aktif çalışma dönemi

ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmemiş kişiler yönünden 60 yaşın aktif çalışma devresini, bakiye yaşam süresi varsa kalan sürenin de pasif çalışma devresini oluşturduğu; işgücü kaybı nedeniyle tazminatın hesabında, pasif devrede de zararın oluşacağı ve bu zararın asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulü gerektiği, Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır.
Ayrıca, pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücretin, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığı olduğu, ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif devre zararının hesaplanmasında dikkate alınmaması gerektiği de açıktır.
Mahkemece hükme esas alınan 15.01.2016 tarihli bilirkişi raporunda, davacının emeklilik dönemi için Asgari Net Ücret içerisinde AGİ çıkarılarak %70 emeklilik oranın dikkate alındığı anlaşılmakta olup, hükme esas alınan bilirkişi raporu bu yönüyle hatalıdır.
Bu durumda mahkemece; pasif devre zararı için, AGİ dahil edilmemiş asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması konusunda, bilirkişiden ek rapor alınarak kazanılmış haklarda gözetilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 29/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.