Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/101 E. 2018/11902 K. 10.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/101
KARAR NO : 2018/11902
KARAR TARİHİ : 10.12.2018

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın, davacı …’e çarpmasıyla oluşan kazada ağır biçimde yaralanan davacının % 64 oranında işgöremez hale geldiğini, davacı eşinin de bu maluliyet nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 11.000,00 TL. maddi ve 15.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş; yargılamanın devamı sırasında, …’nın ölümü üzerine, 28.02.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle, davaya destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat olarak devam ettiklerini bildirmiş, toplam 10.000,00 TL. maddi ve 30.000,00 TL. manevi tazminatın davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı … vekili, kaza ile ölüm arasında illiyet bağı bulunmadığını, davacılar murisinin maluliyetinin de kazadan kaynaklanmadığını, ölenin yaşına göre davacılara destek olmasının mümkün olmadığını, ıslah yoluyla manevi tazminatların artırılmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı …, davaya cevap vermemiş ve duruşmaları da takip etmemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile davacı eş Gülcihan için 3.955,24 TL. destekten yoksun kalma tazminatı ve
9.000,00 TL. manevi tazminatın, diğer davacılar için 4.000,00’er TL. manevi tazminatın murisin ölüm tarihi olan 19.05.2012’den işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline; davacılar Nuran, Seher, Yaşar ve Emre’nin maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davanın, 01.06.2009 tarihinde, davaya konu kazada yaralanan … ve eşi olan diğer davacı … tarafından açıldığı; davacı …’nın uğradığı cismani zarar nedeniyle işgöremezlik tazminatı ile her iki davacı için manevi tazminatın dava konusu edildiği; yargılamanın devamı sırasında davacı …’nın 19.05.2012 tarihinde ölümü üzerine, davanın ilk açıldığı tarihte de davacı olan eş Gülcihan ile birlikte, …’nın mirasçısı olan çocukları Emre, Nuran, Seher ve Yaşar’ın da davacı olarak gösterildiği 28.02.2013 tarihli (ıslah harcı yatırılmış) dilekçeyle, davacı …’in ölümü nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat isteminde bulunulduğu görülmektedir. Mahkeme ise, davacılar vekili tarafından sunulan 28.02.2013 tarihli dilekçenin davanın tam ıslahına ilişkin olduğu gerekçesiyle geçerli olduğunu kabul ederek, anılan dilekçede davacı olarak gösterilen kişilerin ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemleri üzerinden yargılamaya devam edip belirlediği tazminatları hüküm altına almıştır.
Davada taraf değişikliği, zorunlu (tarafın ölümü ya da dava konusu hakkın devri gibi) hallerde mümkün olmakla birlikte, belirli şartların gerçekleşmesi halinde, iradi taraf değişikliği de kanun koyucu tarafından kabul edilmiş; iradi taraf değişikliği, 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi ile düzenlenmiştir. Bir davanın açıldığı tarihteki taraflar arasında görülüp sonuçlandırılması kural olarak hukukumuzda kabul edilmiş olmakla birlikte, belirli hallerde zorunlu ya da iradi taraf değişikliği yapılması kabul edilmiştir.
Davanın kısmen ya da tamamen ıslahı ise, 6100 sayılı HMK’nun 176 vd. maddelerinde düzenlenmiş olup ıslah kurumu, taraflarca yapılan usul işlemlerinin düzeltilmesine hizmet etmektedir. Taraflardan biri davada yaptığı bir usul işlemini ıslah yoluyla düzeltebileceği gibi, davacı tarafın davasını tamamen ıslah etmesi ve dava konusunu değiştirmesi de mümkündür. Ancak, davanın tamamen ıslahından maksat, davanın
taraflarının da bu yolla değiştirilmesi ve eldeki davanın tarafları ile konusu ve sebebi farklı yeni bir davaya dönüştürülmesi değildir. Yerleşik Yargıtay uygulaması ile de, davanın tamamen ıslahı kabul edilmekle birlikte, ıslah yoluyla taraf değişikliği yapılamayacağı kabul edilmektedir.
Somut olaya bakıldığında; cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemiyle, davacı … ve … tarafından açılan davada, yeni davacıları eklemek suretiyle taraf değişikliği de yapılarak davaya ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat talepleri için devam edilmesi, yukarıda açıklanan hususlar ile ıslahla taraf değişikliği yapılamayacağına ilişkin ana ilke karşısında mümkün değildir.
Bu durumda mahkemece; davaya ancak …’nın uğradığı cismani zarar nedeniyle …’nın maddi ve manevi tazminat istemi ile davacı eş Gülcihan’ın bu sebebe dayanan manevi tazminat istemi üzerinden devam edilebileceği; davacılar vekili tarafından verilen (taraf değişikliğini de içeren) 28.02.2013 tarihli dilekçedeki maddi ve manevi tazminatlar için davanın yürütülüp ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminata karar verilemeyeceği gözetilmek suretiyle, davanın ilk açılışındaki talepler yönünden yargılamaya devam edilip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 10/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.