Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2016/10071 E. 2017/7009 K. 20.06.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10071
KARAR NO : 2017/7009
KARAR TARİHİ : 20.06.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı alacaklılar vekili, borçlu davalı … hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı ve hakkındaki takipleri sonuçsuz bırakmak için dava konusu taşınmazını diğer davalı …’a devrettiğinden bu devre ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, davanın görülebilmesi için gerekli aciz belgesinin sunulmadığı, danışıklığın söz konusu olmadığından haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı …, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, aciz belgesi sunulmadığından bahisle davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmiş tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili temyiz edilmiştir.
Dava İİK’nın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1-Tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyiniyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278,279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda, dava dayanağı … 7. İcra Müdürlüğünün 2007/17330 sayılı dosyasından takip yapıldığı ve takibin kesinleştiği borçlu adresinde 18.10.2008 tarihinde haciz yapıldığı ve haczedilen malların takip konusu borcu karşılamaktan çok uzak olduğu, başkaca mal varlığının olmadığı anlaşılmaktadır. Bu daramda 18.10.2008 tarihli haciz tutanağı İİK’nun 105.maddesi anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğundan davanın esasına girilerek,dava konusu taşınmaz hakkında … 10.İcra Müdürlüğünün 2011/6494 sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibin konusu olduğundan bu dosyadan paraya çevrilip çevrilmediği, bir bedel kalıp kalmadığı da araştırılarak, kalmış ise İİK’nun 283.maddesine göre bedel üzerinden davaya devam edilmesi kalmamış ise konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
2-Kabule göre ise, dava ön koşul yokluğundan reddi halinde Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2.maddesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilme de isabetsizdir.
SONUÇ:Yukarıda 1 ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 20.06.2017 günü oybirliğiyle karar verilmiştir.