Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/9547 E. 2018/5705 K. 30.05.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/9547
KARAR NO : 2018/5705
KARAR TARİHİ : 30.05.2018

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı idare vekili ile davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili, davacıların oğlu/kardeşi destek yayaya davalıya trafik sigortalı, diğer davalının işleteni olduğu aracın çarpması ile meydana gelen kazada desteğin öldüğünü, davacı anne ve babanın ölenin desteğinden yoksun kaldıklarını ileri sürerek şimdilik davacı anne ve babanın her biri için 500,00 TL maddi tazminatın ve her biri için 15.000,00 TL manevi tazminatın, davacı kardeşlerin her biri için 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline (sigorta şirketinin maddi tazminat bakımından poliçede, yazılı limit dahilinde sorumlu tutulmasına) karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, davanın kısmen kabulü ile davacı anne … için 500,00 TL maddi tazminatın, davacı anne ve babanın her biri için 7.500,00 TL manevi tazminatın, davacı kardeşlerin her biri için 4.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline, davacı babanın destekten yoksun kalma talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekili ile davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 2015 yılı için 2.080,00 TL’dir.
Temyize konu karar, davacı anne Seyran için 500,00 TL olarak hükmedilen maddi tazminat tutarı yönünden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davalı idare vekilinin davacı … lehine hükmedilen maddi tazminata ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında, ayrıca manevi tazminatın takdirinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesindeki (eski BK 47) özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Davalı sigorta şirketi vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacılar vekili istemini sigorta poliçesinde manevi teminatı bulunmayan davalı sigorta şirketi yönünden maddi tazminatla açıkça sınırlandırmış olup, başka bir anlatımla, bu davalılara yönelik manevi tazminat isteminde bulunmamış, mahkemece de, manevi tazminat bakımından davalı sigorta şirketi sorumlu tutulmamış fakat davalı sigorta şirketi kabul edilen manevi tazminat için vekalet ücreti ve harçtan sorumlu tutulmuştur. Davalı sigorta şirketinin manevi tazminat bakımından vekalet ücreti ve harçtan sorumlu tutulmaması gerekirken sorumlu tutulması doğru görülmemiş ise de, bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarının gerektirmediğinden, kararın 6100 sayılı HMK.nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK.nun 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı idare vekilinin davacı … lehine hükmedilen maddi tazminata ilişkin temyiz dilekçesinin miktar bakımından reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı idare
vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 2. bendinde yer alan “-Hüküm altına alınan manevi tazminat yönünden hesaplanan 1.844,37 TL harç ile maddi tazminatın kabul edilen bölümü yönünden alınması gereken 34,15 TL harç olmak üzere toplam 1.878,52 TL harçtan, peşin alınan 181,20 TL harcın mahsubuyla bakiye 1.697,32 TL harcın davalı Hür Sigorta A.Ş.’den alınarak,hazineye irad kaydedilmesine,” ibaresinin hükümden çıkarılmasına, yerine “2-a) Davalı İçişleri Bakanlığı harçtan muaf olduğundan karar ve ilam harcı alınmasına yer olmadığına,
2-b) Maddi tazminatın kabul edilen kısmı yönünden alınması gereken 34,15 TL’nin davalı Hür Sigorta A.Ş’den alınmasına,
2-c) Maddi tazminatın kabul edilen kısmı yönünden alınması gereken 34,15 TL harçtan başta peşin alınan 181,20 TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 146,95 TL’nin davacı tarafa talebi halinde iadesine,” ibaresinin eklenmesine; hüküm fıkrasının 4. bendinde yer alan “maddi tazminat bölümü üzerinden hesap edilen 500,00 TL nispi vekalet ücreti” ibaresinden hemen sonra gelmek üzere “davalılardan müştereken ve mütesesilen tahsiline” ibaresinin eklenmesine ve aynı bentte yer alan “nispi vekalet ücreti olmak üzere toplam 3.740,00 TL” ibaresinin hükümden çıkarılmasına, 4. bendin sonunda yer alan “davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına” ibaresinin hükümden çıkarılmasına ve yerine “davalı Hür Sigorta A.Ş’den alınmasına” ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 362,48 TL fazla alınan temyiz peşin harcın davalı Hür Sigorta A.Ş’ye geri verilmesine, 30/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.