Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/9536 E. 2015/10260 K. 07.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/9536
KARAR NO : 2015/10260
KARAR TARİHİ : 07.10.2015

MAHKEMESİ : İstanbul 24. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/03/2014
NUMARASI : 2013/582-2014/137

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R –
Davacı vekili, 27.02.2012 tarihinde sürücü A. A. idaresindeki müvekkiline kaskolu aracın davalıların bakım ve onarımındaki münferit yol çökmesi nedeniyle kaza yaparak hasarlandığını, müvekkili sigorta şirketinin sigortalıya ödeme yaptığını, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.898,00-TL tazminatın 08.03.2012 ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karara verilmesini talep etmiştir.
Davalı İ.. B.. vekili, davanın İdari Yargıda görülmesi gerektiği ve esastan davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekili,sözkonusu yolun bakım ve onarımının kurumlarının sorumluluğunda olmadığını belirterek davadan ayrık tutulmasını talep etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, İstanbul 8. İdare Mahkemesinin 2012/1155 E. 2012/1565 K. sayılı görevsizlik kararının 25.09.2013 tarihinde kesinleştiği, HMK.nın 20. maddesi kıyasen uygulandığında görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık hak düşürücü süre içerisinde görevsizlik kararını veren mahkemeye dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmesi gerektiği, 2 haftalık hak düşürücü süre geçtikten sonra 04/11/2013 tarihinde iş bu davanın açıldığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili
tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davalı idare aleyhine münferit yol çökmesi nedeniyle bakım ve onarım hususunda trafik düzenini ve güvenliğini sağlama sorumluluğuna (hizmet kusuruna) dayanılarak açılan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Yargı yolu kavramı, bir hukuk sisteminde, herhangi bir davanın o hukuk sistemine dâhil yargı haklarından hangisinde bakılacağını ifade eder. Uyuşmazlığın hangi yargı kolunda bakılacağı hususu, davanın genel şartlarından olup mahkemece resen dikkate alınması gerekir.
Bir kamu hizmeti görmekle yükümlü davalı idareye 2918 sayılı KTK.nın 7/a maddesinde; karayollarında mal ve can güvenliği yönünden gerekli işaretlemeleri yaparak önlemleri almak ve aldırma görevleri verilmiş bulunmaktadır. Bu görevin 2918 sayılı Yasada verilmiş olması bunun ihlali nedeniyle oluşacak zarardan dolayı idarenin Özel Hukuk hükümlerine tabi olacağı sonucunu doğurmaz. Hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar yönünden idare aleyhine tam yargı davasının idari yargı yerinde açılması gereklidir. Esasen 2918 sayılı Yasanın hukuki sorumluluğa ilişkin 85. v.d. maddelerinde araç işletenin sorumluluğu bu yasa kapsamı dışında tutulmuştur.
Dosya kapsamına göre, aynı konuda, İstanbul 8. İdare Mahkemesine 10.07.2012 tarihinde açılan davada 16.07.2012 tarihli 2012/1155 E. 2012/1565 K. sayılı karar ile adli yargı yolunun görevli olduğu gerekçesi ile davanın görev yönünden reddine karar verilerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.
2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluşu ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesinde “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler. Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında mahkemece, somut durumda uygulanma yeri bulunmayan adli yargı mahkemeleri arasındaki göreve ilişkin uyuşmazlıklarda başvurulan (Uyuşmazlık Mahkemesi 14.01.2013 tarih ve 2012/130 Esas, 2013/4 Karar) HMK.nın 20. maddesi kıyasen uygulanarak, idare mahkemesinin görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süresi içerisinde açılmayan davanın açılmamış sayılmasına
karar verilmesi doğru bulunmamış, 27.02.2012 kaza tarihinden itibaren 2918 sayılı KTK.nın 109. maddesinde öngörülen zamanaşımı süresi içerisinde 04.11.2013 tarihinde yeniden harç alınarak açılan davada, idari yargının görevli olduğu nazara alınarak 2247 sayılı Yasanın 19. maddesi gereğince işlem yaparak Uyuşmazlık Mahkemesine başvurması ve sonucuna kadar davayı ertelemesi gerekirken yazılı olduğu şekilde verilen hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 07/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.