Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/9232 E. 2018/8290 K. 27.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/9232
KARAR NO : 2018/8290
KARAR TARİHİ : 27.09.2018

MAHKEMESİ : Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı … vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 25.09.2018 Salı günü davalı … vekili Av. … geldi. Davacı ve diğer davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı … vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davacının yolcu olarak bulunduğu ve davalı … tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi düzenlenen … plaka sayılı araç ile diğer davalı … tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi düzenlenen … plaka sayılı aracın karıştığı kaza sonucu … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunan davacının meslekte kazanç kaybı oluşturacak şekilde yaralandığını belirterek her bir davalıdan 1.000,00 TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL tazminatın davalılardan ayrı ayrı tahsilini istemiş, istediği maddi tazminatı 01.12.2014 tarihli bedel artırım dilekçesi ile her iki davalı yönünden, 06.01.2015 tarihli bedel artırım dilekçelesi ile davalı … yönünden artırmıştır.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, davalı …hakkındaki davanın konusu kalmadığı için esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı … yönünden 28.362,74 TL tazminatın dava tarihi olan 03/03/2014 tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dava Borçlar Kanunu’nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK m. 54) gereğince çalışma gücünün kaybı nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dava konusu trafik kazasında, davalı … şirketlerine trafik sigortalı araç sürücülerinin kusur oranlarının tespiti bakımından mahkemece makine mühendisi bilirkişisinden alınan 21.03.2014 tarihli raporuna göre, meydana gelen trafik kazasında davacının yolcu olduğu davalı …’ye trafik sigortalı araç sürücüsü % 25, diğer davalı …ye trafik sigortalı karşı araç sürücüsünün ise % 75 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Dosya kapsamındaki kaza tespit tutanağında; kusur değerlendirmesi yapılmamıştır.
Dava dışı araç sürücüsü …’in sanık olarak yargılandığı ceza yargılamasında; 10.09.2012 tarihli bilirkişi raporuna göre her iki sürücüye de %50 oranında eşit kusur verilmiş, Adli Tıp Kurumundan alınan rapora göre, davacının yolcu olduğu davalı …’ye trafik sigortalı araç sürücüsü tali, diğer davalı …ye trafik sigortalı karşı araç sürücüsünün ise asli kusurlu olduğu tespit edilmiş, dava dışı araç sürücüsü … hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.
Karşı araç sürücüsü …’ın mirasçılarının eldeki dosya davalıları sigorta şirketlerine karşı açtığı … Asliye Ticaret Mahkemesi … E., 2015/515 K. Sayılı (… Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/171 E.) dosyasından alınan 12.12.2013 tarihli Adli Tıp Kurumu raporuna göre, davacının yolcu olduğu davalı …’ye trafik sigortalı araç sürücüsü % 40 diğer davalı …ye trafik sigortalı karşı araç sürücüsünün ise % 60 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş, mahkemece de hükme bu rapor esas alınmıştır.
Dava konusu kazada vefat eden dava dışı … yakınlarının eldeki dosya davalıları sigorta şirketlerinin de davalı olduğu maddi ve manevi zarar istemelerinin giderilmesine yönelik açmış olduğu … Asliye Hukuk Mahkemesi … E. 2014/461 K. Sayılı dava dosyasında … Ağır Ceza Mahkemesinin 18.03.2013 gün ve 2012/211 E.-2013/184 K. kesinleşmiş kararına dayanak yapılan
04.03.2013 tarihli kusur raporuna göre … Belediyesine ait itfaiye aracı şoförü davalı …’in tali, doblo aracın şoförü …’ın asli kusurlu olduğu, müteveffa …’ın ise kusursuz olduğu tespit edildiği belirtilerek bu rapor benimsenmiştir. … Asliye Hukuk Mahkemesi … E. 2014/461 K. Sayılı dosyası bir kısım davalıların temyizi ile Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 02.11.2015 gün ve 2015/12146 E. Ve 2015/19234 K. Sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından karşı araç sürücüsü ölen …’ın yakınlarına ödemiş olduğu tazminatın rucuen tahsili için eldeki dosya davalısı … nezdinde trafik sigortalı itfaiye aracı maliki … Belediyesi, sürücüsü … ve …’ye yöneltmiş olduğu … İş Mahkemesi … E. 2016/468 K. Sayılı dosyada alınan 27.10.2015 bilirkişi kurul raporunda davalı … nezdinde trafik sigortalı itfaiye araç sürücüsü …’in %25, ölen diğer araç sürücüsü …’ın ise %75 oranında kusurlu oldukları belirtilmiş ve bu rapora göre karar verilmiştir.
Mahkemece benimsenen kusur raporu ile diğer raporlarda belirlenen kusur dağılımı birbirleriyle uyumlu değildir.
Açıklanan bu nedenler karşısında mahkemece, İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden seçilecek bilirkişi heyetinden, ceza dosyası getirtilerek, ceza doyasından, eldeki dosyadan, … Asliye Ticaret Mahkemesi
2014/1575 E., 2015/515 K. Sayılı (… Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/171 E.) dosyasından, … Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/238 E. 2014/461 K. Sayılı dosyasından, … İş Mahkemesi… E. 2016/468 K. Sayılı dosyasından alınan tüm kusur raporları da irdelenmek sureti ile tüm dosya kapsamı incelenmek ve kusur belirlemeleri arasındaki çelişkiyi gideren, ayrıntılı, gerekçeli, denetime açık bir rapor alınarak, bahsi geçen … Asliye Ticaret Mahkemesi
… E., 2015/515 K. Sayılı (… Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/171 E.), … Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/238 E. 2014/461 K. Sayılı, … İş Mahkemesi 2014/483 E. 2016/468 K. Sayılı dosyalarının eldeki dava
dosyası için güçlü delil olması nedeni ile kesinleşmeleri beklenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
2-)Davacı vekili dava dilekçesi ekinde, … Devlet Hastanesinin 11.10.2013 tarihli % 23 oranında özür durumunu belirtir özürlü sağlık kurulu raporunu sunmuş ve sürekli işgöremezlik oranının delillendireceği iddiasında bulunmuştur. Mahkemece, davacının maluliyet oranının belirlenmesi hususunda 24.10.2014 tarihli … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığından Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği (SSK Sağlık İşlemleri Tüzüğü) denilmek suretiyle alınan raporda; davacıda %15,2 oranında kalıcı maluliyet olduğu belirtilmiş, mahkemece hükme esas alınmıştır. Kaza tarihi 22.08.2012 itibariyle yürürlükte olan “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümleri esas alınması gerekirken yazılış şekli gözetildiğinde tüzük hükümlerinin mi, yönetmelik hükümlerinin mi esas alındığının tespiti mümkün bulunmayan %15,2 oranında kalıcı maluliyet olduğuna dair raporun hükme dayanak yapılması ve davacı tarafından sunulan 11.10.2013 tarihli rapor ile 24.10.2014 tarihli rapor arasındaki çelişki giderilmeksizin 24.10.2014 tarihli raporun hükme esas alınması doğru olmamıştır.
O halde mahkemece, Adli Tıp Kurumundan, mevcut raporlar irdelenerek, çelişkilerin de giderildiği, “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre davacının daimi işgücü kaybının tespiti yönünden rapor alınıp, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3-)Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde ve ıslah dilekçlerinde temerrüt faizi olarak yasal veya ticari faizi istenilmiş ve mahkemece avans faizine hükmedilmiştir. Oysa, davacının yolcu olduğu araç kamu aracı (itfaiye) olup temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesi gerekirken avans faizine hükmedilmesi doğru değildir.
Kabule göre de,
Dava ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nin kısmi dava başlıklı 109. maddesi, “Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir.
(2)Talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz. (Bu fıkra 01/04/2015 tarihinde kabul edilen ve 11/04/2015 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanunun 4. maddesi gereğince yürürlükten kaldırılmıştır.)
(3)Dava açılırken, talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hâli dışında, kısmi dava açılması, talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmez.” hükmünü içermektedir.
Somut olayda dava dilekçesi içeriğinde cismani zarar nedeniyle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00’er TL maddi tazminat talep edildiği beyan edilerek, netice ve talep kısmında 1.000,00’er TL maddi tazminatın davalılardan ayrı ayrı tahsili talep edilmiş, 02.12.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile davalı … yönünden 17.726,71 TL, davalı …Ş yönünden 53.180,14 TL maddi tazminatın tahsilini istemiş; 06.01.2015 tarihli ikinci kez verdiği ıslah dilekçesi ile davalı … tarafından ZMSS poliçesi düzenlenen … plakalı araç sürücüsünün % 40 kusuru dikkate alınarak bu orana karşılık gelen (70.906,85 TL X 40/100 = 28.362,74 TL) 28.362,74 TL’nin davalı …’den tahsili talep edilmiş, diğer aracın sigorta şirketi olan …tarafından araç sürücüsünün kusur oranına göre payına düşen tazminat miktarı ekleri ile birlikte ödendiği için bu davalı yönünden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığı şeklinde karar verilmesi istenmiştir. Dava 6100 Sayılı HMK döneminde açılmış, dava dilekçesinde davanın açıkça belirsiz alacak davası olarak açıldığı belirtilmemekle, dava kısmi alacak davasıdır. Kısmi davada bir kez ıslah yapılması mümkündür. Mahkemece, davacının ikinci kez ıslah hakkı bulunmadığından ilk verilen 02.12.2014 tarihli ıslah dilekçesinde talep edilen maddi tazminat tutarı ile bağlı kalınması gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
4-)Bozma neden ve şekline göre davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1), (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 1.630,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı …’ye verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …’ye geri verilmesine 27/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.