Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/9095 E. 2016/79 K. 11.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/9095
KARAR NO : 2016/79
KARAR TARİHİ : 11.01.2016

MAHKEMESİ :…………Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davası üzerine yapılan yargılama sonunda,kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm,davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-

Davacı vekili, davalıların işleteni ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın davacı aracına çarparak hasar verdiğini, kaza nedeniyle davacı aracında oluşan değer kaybının sigorta eksperi tarafından 3.950,00 TL. olarak hesaplandığını, bu bedelin tahsili için davalılar aleyhine …… İcra Müdürlüğü’nün 2013/23263 Esas sayılı dosyasında başalttıkları takibe davalıların itiraz ettiğini, davalıların haksız itirazlarının iptaliyle 3.950,00 TL’nin reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsilini, alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının da davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı ………. Vekili, zarara sebep olan kazada asli kusurun davacı aracının sürücüsüne ait olduğunu, talep olunan bedelin fahiş olduğunu, davacının ticari faiz talep edemeyeceğini, alacak likid olmadığından icra inkar tazminatı şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı………., usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece,kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre;davanın kısmen kabulü ile davalıların takibe itirazının kısmen iptaline; 2.000,00 TL. alacak üzerinden takibin devamına, alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, tazminat hesabına ilişkin konusunda uzman bilirkişiden alınan raporun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası nedeniyle davacı aracında meydana gelen değer kaybı tazminatının tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf, dava konusu kaza nedeniyle 3.950,00 TL. maddi tazminatın davalılardan tahsilini itirazın iptali yoluyla talep etmiş;mahkemece 2.000,00 TL. tazminata ilişkin olarak davalıların takibe itirazlarının iptaline, fazla isteğin reddine karar verilmiş ve 1.500,00 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine hükmolunmuştur.Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’nin 3/2 maddesinde “müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda, davalıların davada kendilerini vekille temsil ettirdikleri, davalıların davaya konu edilen tazminattan davacıya karşı müteselsilen sorumlu oldukları, her iki davalı bakımından red sebebinin aynı olduğu, davada iki davalı olduğu ve her iki davalının da kendisini vekille temsil ettirmesi nedeniyle vekalet ücretine hak kazandığı,bu itibarla anılan tarife hükümlerine göre iki davalı lehine 1.500,00 TL. olmak üzere tek vekalet ücretine hükmolunması gerekirken tek davalı varmış gibi hüküm kurulması doğru olmayıp bozma sebebi ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK’nun geçici 3/II. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 5. bendindeki “davalıya verilmesine” ibaresinin çıkarılarak, yerine “davalılara verilmesine” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu
şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.