Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/8652 E. 2016/1321 K. 08.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/8652
KARAR NO : 2016/1321
KARAR TARİHİ : 08.02.2016

MAHKEMESİ :……….Asliye Hukuk Mahkemesi

BİRLEŞTİRİLEN DAVA
MAHKEMESİ :…….. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleştirilen davacılar vekili ile davalılar … ve ……… vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın, davacıların desteklerinin içerisinde bulunduğu araca çarparak ölümlerine neden olduğunu belirterek müteveffa …’ın eşi davacı … için şimdilik 25.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan, eş … için 250.000,00 TL, çocuğu … için 250.000,00 TL manevi tazminatın, müteveffa …’ın annesi davacı … için 50.000,00 TL, kardeşleri …, …, … için 25.000,00’er TL manevi tazminatın, müteveffa …’nin annesi … ve babası … için 50.000,00’er TL, kardeşleri …, …, …….., … ve … için 25.000,00’er TL manevi tazminatın, olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ……dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleştirilen davada, müteveffa …’nin annesi, müteveffa …’nin kayınvalidesi olan davacı … için, ……… 5.000,00 TL, ……. yönünden 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan, davacı … için oğlu ……..’in vefatı nedeniyle 100.000,00 TL, gelini……….’in vefatı nedeniyle 30.000,00 TL, torunu ………’ın vefatı nedeniyle 50.000,00 TL manevi tazminatın, müteveffa …’nin kardeşleri olan davacılar …….. ……….,…….., ……….., …….. ve ………..’nin her biri için ayrı ayrı kardeşleri ……..’in vefatı nedeniyle 75.000,00 TL, yengeleri………….’in vefatı nedeniyle 20.000,00 TL, yeğenleri ……….’un vefatı nedeniyle 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Islah dilekçesi ile, talep edilen destekten yoksun kalma tazminatı miktarları artırılmıştır.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacılardan …’ın maddi tazminat istemi ıslah dilekçesi ile birlikte değerlendirilerek kabulü ile davalılardan ……. açısından poliçe limiti ile sınırlı kalmak ve 25.000,00 TL açısından dava tarihinden, kalan kısım açısından ıslah tarihinden, diğer davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 49.587,87 TL maddi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacı yan her ne kadar müteveffa Sadık oğlu ……… için ıslah dilekçesinde maddi tazminat isteminde bulunmuş ise de dava dilekçesinde bu yönde usulüne uygun açılmış ve harçlandırılmış bir dava olmadığından bu talep açısından karar verilmesine yer
olmadığına, davacılardan … ve……… nin davalılardan ………. dışındaki davalılar açısından manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile ayrı ayrı 25.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacılara ödenmesine, müteveffa …’ın annesi davacı … için 10.000,00 TL, kardeşleri için ayrı ayrı 2.500,00 TL manevi tazminatın davalı…….. dışındaki davalılardan dayanışmalı olarak olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacılara ödenmesine, müteveffa …’nin annesi …… ve babası…….için 10.000,00’er TL, kardeşleri için 2.500,00’er TL manevi tazminatın davalı ……. dışındaki davalılardan dayanışmalı olarak olay tarihiden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacılara ödenmesine fazlaya dair istemin reddine, birleştirilen dosyanın davacılarından …, her ne kadar gelini ………. desteğinden yoksun kaldığı iddiası maddi tazminat isteminde bulunmuş ise de bu istemin yasal koşulları oluşmadığından reddine, davacılardan …’nin oğlu ……….’in vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatının, davalılardan …….. açısından 5.000,00 TL’si için dava tarihinden kalan miktar için ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte toplam 94.224,12 TL maddi tazminatın diğer davalılardan olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan dayanışmalı olarak alınarak davacıya ödenmesine, davacılardan …’nin manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile oğlu ……… yönünden 15.000,00 TL, gelini …….yönünden 4.000,00 TL ve torunu…….. yönünden 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan dayanışmalı olarak alınarak davacılara ödenmesine, müteveffa ……..’in kardeşleri ………., ……….,………., …….., …….ve ……’nin manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile kardeşleri …….. yönünden 5.000,00’er TL, yengeleri………yönünden 2.000,00’er TL ve yeğenleri ………. yönünden 2.000,00’er manevi tazminatın ……..dışındaki davalılardan olay tarihinden işleyecek yasal faizi birlikte alınarak davacılara ödenmesine fazlaya dair istemin reddine, karar verilmiş; hüküm, asıl ve birleştirilen davacılar vekili ile davalılar … ve ………..vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar … ve ………. vekilinin tüm, asıl ve birleştirilen davacılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu yakının ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları da gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacılar için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
3-2918 Sayılı KTK’nin 99/1 maddesi ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2 maddesi gereğince trafik sigortacısının zarar giderim yükümlülüğünün süresi, rizikonun ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya iletildiği tarihten itibaren 8 işgünü olarak belirlenmiştir. Bu sebeple usulüne uygun bir başvuru yapılıp yasada belirlenen süre dolmadan trafik sigortacısı bakımından alacağın muacceliyetinden ve dolayısıyla temerrüdünden söz edilemez.
Bu durumda mahkemece, davacıların, dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvuru yaptıkları anlaşıldığına göre, başvurunun usulüne uygun olup olmadığı değerlendirilerek uygun görülmesi halinde başvurunun davalı sigorta şirketine tebliğ edildiği tarihe 8 iş günü eklenmek suretiyle bulunacak tarihten itibaren davalı sigorta şirketinin temerrüt faizinden sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir. Ayrıca, davacılar, gerek kısmi davaya, gerekse ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak temerrüt tarihinden itibaren faiz isteme hakkına sahiptir. İki talep yönünden ayrım yapılarak ıslah ile talep edilen tazminat miktarı yönünden ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi de doğru değildir.
4-1086 Sayılı HUMK’nun 388. ve 389. maddeleri ile 6100 Sayılı HMK’nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında;
hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir. Ayrıca; 1086 Sayılı HUMK’nun 45. maddesi ile 6100 Sayılı HMK’nun karşılık 166. maddesi uyarınca, birleştirilen dava dosyaları birbirlerinden bağımsız ayrı davalar olup, asıl ve birleştirilen her dava hakkında usul hükümlerine göre ayrı ayrı hüküm kurulması, harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin her dava için ayrı ayrı belirlenmesi gerekir. Yukarıda belirtilen ilkeler gözardı edilerek, asıl ve birleştirilen dava yönünden ayrı ayrı harç hesabı yapılmamış olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar … ve……….vekilinin tüm, asıl ve birleştirilen davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle asıl ve birleştirilen davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 8.2.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.