Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/8165 E. 2018/346 K. 29.01.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/8165
KARAR NO : 2018/346
KARAR TARİHİ : 29.01.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkilinin annesi olan Melek Karacan’ın, davalı … Bankasından 06/12/2011 tarihinde çekmiş olduğu 5 yıl vadeli 42.000,00 TL bedelli kredi neticesinde, murise aynı tarihte banka tarafından 42.000,00 TL teminat bedelli hayat sigortası poliçesi de yapıldığını, 21/06/2012 günü muris….’ın vefat ettiğini, …’ın ölümü sebebiyle arta kalan kredi taksitlerinin davacı tarafından ödendiğinden bahisle yapılan ödemenin iadesinin talep edildiği, kredi sözleşmesi ve hayat sigortası düzenlenirken ölümcül bir rahatsızlığı olmayan 1952 doğumlu Murisin sözleşmeden 6 ay sonra rahatsızlanarak vefat ettiğini, geriye yalnızca tek mirasçı olarak kızı davacı müvekkilin kaldığını, kredi ile ilgili ödemenin hayat sigortası tarafından karşılanması talebinde bulunulduğu ancak talebin kabul edilmemesi üzerine ödemelerin müvekkili tarafından yapıldığını beyan ederek müvekkili tarafından yapılan aylık ödemelerin tedbiren durdurulması ve 5 aylık 1.125,00 TL ‘den toplam 5.625,00 TL’lik ödemelerin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleştirilen Manisa 1. Asiye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/16 E. 2013/117 K. sayılı dosyası üzerinden davacı vekili; Muris Melek Karacan tarafından Türkiye İş Bankasından çekilmiş bulunan kredi neticesinde davalı tarafından imzalanan hayat sigortası gereğince kredi borcunun kalan kısmının davalı sigorta tarafından ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili;Hayat sigorta poliçesinin tarafı olmadıklarından husumet düşmeyeceği, müteveffanın bir takım hastalıklarını saklaması nedeniyle TTK. hükümleri doğrultusunda tazminat ödenmeyeceğini savunmuştur.
Davalı sigorta vekili; Sigortalının ölümü üzerine poliçe lehdarı sıfatıyla ölüm tazminatı almak için davalı şirkete yaptığı müracaata gerekli işlemlerin yapılabilmesi için ölen sigortalıya ait dosyanın incelendiğinde sigortalının ölüm nedenini gösterir epikriz raporu ve sigortalının görmüş olduğu tedavileri gösterir hastane kayıtları ve raporlar incelendiğini, açılan davanın haksız olarak açıldığını, davanın öncelikle sıfat yokluğundan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; sigorta sözleşmesi yapılmadan önce muris …’ın kronik böbrek yetmezliği hastası olduğu ve sigorta sözleşmesi yapılırken bildirilmediği, muris Melek Karacan’ın 21/06/2012 tarihinde … Üniversitesi Nöroloji yoğum bakım ünitesinde vefat ettiği, ölümünün kronik böbrek yetmezliği ve gelişen komplikasyonlar sonucu meydana gelmiş olduğu, muris …’ın 21/06/2012 tarihinde ölümü ile 06/12/2011 tarihli hayat sigortası sözleşmesi öncesi mevcut olan kronik böbrek yetmezliği hastalığı arasında illiyet bağı bulunduğu anlaşılmakla, asıl dava ve birleşen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 44,10 TL kalan onama harcının temyiz eden asıl ve birleşen davada davacıdan alınmasına, 29/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.