Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/8143 E. 2015/10848 K. 19.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/8143
KARAR NO : 2015/10848
KARAR TARİHİ : 19.10.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulü kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R –
Davacı vekili, davalıların maliki, sürücüsü ve trafik … şirketi olduğu iki aracın trafik kazası sonucu, kazaya karışan motosiklette yolcu olarak bulunan davacının ağır şekilde yaralandığını, sol femur intertrokantrik kemiğinin bir kaç yerinden kırıldığını, tedavisinin devam ettiğini, davacının kazadan önce seyyar satıcılık yaparak geçimini sağladığını ve ayda ortalama 2.000,00 TL kazandığını, ancak bu kaza ile çalışma gücünü tamamen kaybettiğini, ayrıca sol femur intertrokantrik kemiğindeki parçalı kırık sonucu sol bacağında meydana gelen kısalma nedeni ile müvekkilinde kalıcı bedensel kusur oluştuğunu belirterek 20.000,00 maddi, 25.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 45.000,00 TL tazminatın (davalı … şirketleri sadece maddi tazminattan sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekili, 05.07.2012 tarihli açıklama ve ıslah dilekçesi ile hasta bakıcı ve ulaşım giderlerine mahsuben 8.350,00 TL, sürekli maluliyet tazminatı 15.568,08 TL, 8.000,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar karşılığı 7.000,00 TL olmak üzere maddi tazminat talep etmiştir.
Davalı … vekili, davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili, davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili, kaza tespit tutanağında müvekkili aleyhine belirtilen kusur oranlarını kabul etmediklerini, müvekkilinin işsiz olduğunu ve ailesi ile birlikte yaşadığını belirterek açılan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile 22.155,41 TL geçici ve sürekli maluliyet tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, davalılar …, …, . … ve … yönünden bu bedele 28/08/2010 tarihinden, diğer davalılar … A.Ş ve … … A.Ş açısından ise 23/11/2010 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, 2.700,00 TL hasta bakıcı ücreti,650,00 TL taksi ücreti olmak üzere toplam 3.350,00 TL’nin 28/08/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte …, …, … ve …’dan yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, 9.000,00 TL manevi tazminatın 28/08/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar …, …, . … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, yaralanmalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1) Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2) Mahkemece hükme esas alınan … Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nce düzenlenen 08.03.2012 tarihli Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğüne göre alınan maluliyet raporunda davacının olay tarihinden itibaren 1 yıla kadar iş gücüne engel maluliyeti ve meslekte kazanma gücünün azalma oranının %12.1 olduğu belirtilip, davacı vekili tarafından bakıcı gideri talep edilmişken davacının 1 yıl süre ile bakıma muhtaç olduğu kabul edilmeden sadece davacı tarafından belgelenen 3 aylık bakıcı gideri olduğu kabul edilerek karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3) Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlal etmesi hali 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 46/1 maddesinde özel olarak düzenlenmiştir. Bu hüküm gereğince cismani zarara düçar olan kimse külliyen veya kısmen çalışmaya muktedir olamamasından ve ileride iktisaden maruz kalacağı mahrumiyetten tevellüt eden zarar ve ziyanını ve bütün masraflarını isteyebilir. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlali halinde mağdurun mal varlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmasının ve dolayısıyla maddi zararın türleri, masraflar çalışma gücünün kısmen veya tamamen kaybından doğan zararlar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar şeklinde düzenlenmiştir .
Somut olayda davacı vekili ıslah dilekçesi ile birlikte 7.000,00 TL ekonomik geleceğin sarsılması nedeni ile de maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Davacının mesleği ve maluliyeti dikkate alındığında,ekonomik geleceğinin sarsılmasına neden olabileceği düşünülmeden,mahkemece davacının bu talebi değerlendirilmeden gerekçesiz olarak reddedilmesi doğru görülmemiştir.
4)Manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat, bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan miktar kadar olması gerekir. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda, davacının yaralanma derecesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, olay tarihine göre paranın alım gücü gibi nedenler dikkate alındığında, davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarı az olup, daha fazla manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine 2), 3), 4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin
temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 19/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.