Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/813 E. 2015/11296 K. 27.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/813
KARAR NO : 2015/11296
KARAR TARİHİ : 27.10.2015

MAHKEMESİ : Turgutlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/06/2014
NUMARASI : 2013/204-2014/398

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkiline ….. poliçesi ile sigortalı olan, davacıya ait …..plakalı aracın sürücüsünün 06.02.2012 tarihinde asli ve tam kusuru ile başka bir araca arkadan çarparak olay yerinden kaçtığını, kaza sonucu karşı araçta oluşan hasar için müvekkilince ödenen 4.623,00 TL’nin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili; olay günü müvekkilinin oğlunun müvekkiline ait araçla maddi hasarlı kazaya karıştığını, kaza sonrasında çarptığı aracın malikini aradığını ancak bulamadığını, gece vakti olması nedeniyle olay yerinden ayrıldığını, olayda ağır kusur bulunmadığını ve davacının rücu hakkı doğmadığını savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile davalının ödeme emrine yaptığı itirazın iptaline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, sigortacı tarafından trafik sigorta poliçesi nedeniyle ödenen tazminatın, kendi sigortalısından rücuen tahsiline ilişkin başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
ZMSS Genel Şartlarının, sigortacının işletene rücu hakkını düzenleyen B.4. maddesinin (a) bendinde, tazminatı gerektiren olayın, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasdi bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmesi halinde sigortacının sigorta ettirene rücu edebileceği düzenlenmiştir.
Diğer taraftan, TTK 1409. maddesi gereğince sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumlu olup, sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya aittir.
Somut olayda, davacıya sigortalı aracın, park halindeki başka bir araca gece vakti çarpması sonucunda maddi hasarlı kazanın meydana geldiği, sigortalı aracın sürücüsünün hız ve arkadan çarpma kural ihlali nedeniyle kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.
ZMSS Genel Şartlarının B.4/a maddesinde, tazminatı gerektiren olayın işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmesi halinde sigorta ettirene rücu edilebileceği belirtilmekle, bu durumda sigortacının sigortalısına rücu koşulunun, tazminata konu olayın kasti bir hareket veya ağır kusur sonucunda meydana gelmesi halinde gerçekleşeceği, anılan maddede tam kusurdan değil, kasıt veya ağır kusurdan bahsedildiği, ağır kusurdan maksadın kasıt olmamakla birlikte kasda yakın bir kusuru ifade ettiği, somut olayda davalıya ait olan aracın sürücüsü kusurlu olmakla birlikte, ağır kusur veya kastından söz edilemeyeceği, kaza sonrası olay yerini terk etmesinin gerek kazanın gece vakti olması, gerekse kaza anı değerlendirildiğinde olayın şoku ile mümkün olabileceği, davacı Sigorta şirketinin somut delillerle ….Genel Şartlarının B.4 maddesinde sayılan hallerin gerçekleştiğini ispat edemediği, bu durumda üçüncü kişiye ödediği tazminat bakımından rücu hakkının bulunmadığı gözetilerek, davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 27/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.