Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/6856 E. 2015/14012 K. 14.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/6856
KARAR NO : 2015/14012
KARAR TARİHİ : 14.12.2015

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R-

Davacı vekili, şirketlerine ait olup…Yönetim Hizmetleri A.Ş’ye kiralanan araca,bu şirket uhdesinde bulunduğu kaza tarihinde, davalıların işleten ve sürücüsü olduğu aracın çarpmasıyla trafik kazası meydana geldiğini, kazada davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu, kazada davacı aracında oluşan 617,08 TL. hasar bedelinin sigortadan tahsil edildiğini, ancak davacı aracının 2. el satış değerinin düştüğünü belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 700,00 TL. araç değer kaybı tazminatının, kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekili, kaza yeri ve davalıların yerleşim yeri … ili olduğundan davada mahkemenin yetkisiz olduğunu, yetkili mahkemenin … Asliye Hukuk Mahkemeleri (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) olduğunu, davacının kusur iddiasının yerinde olmadığını ve kusur durumunun mahkemece keşifle saptanması gerektiğini, kazada oluşan araç değer kaybının sigorta tarafından karşılandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalılar bakımından ortak yetkili mahkeme olan … mahkemelerinin davada yetkili olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz olunmuştur.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) genel yetkiyi düzenleyen 6.maddesinin 1.fıkrasında “Genel yetkili
mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Yasanın 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir” hükmü yer almaktadır. Diğer taraftan 6100 sayılı HMK’nun 7. maddesi ise davalının birden fazla olması halinde uygulanacak yetki kurallarını düzenlemektedir.
Bir davada birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.
Somut olayda, kaza …’da meydana gelmiş ve davalıların yerleşim yeri … olmakla birlikte,dava dilekçesi içeriğine ve vergi kayıtlarına göre davacının yerleşim yerinin Ankara ili olduğu anlaşılmaktadır. O halde yukarıda bahsi geçen kanun maddeleri ve hukuksal açıklamalar ışığında dava, HMK’nun 16. maddesi uyarınca zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinde açıldığından, mahkemece işin esasına girerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 14.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.