Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/6828 E. 2018/223 K. 18.01.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/6828
KARAR NO : 2018/223
KARAR TARİHİ : 18.01.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacının sevk ve idaresindeki araç ile kaza tarihinde geçerli trafik sigortası bulunmayan aracın çarpışması sonucu yaşanan kazada davacının yaralandığını belirterek, 7.000,00 TL maluliyet tazminatının olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş iken; ıslah dilekçesi ile talebini arttırmıştır.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre, davacı yanın davasının kabulü ile; 12.408,30 TL kalıcı maluliyete ilişkin tazminatın davacı yararına davalıdan tahsiline, meblağa kaza tarihi olan 18/06/2008 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2- Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
“Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen TBK’nın 46. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmiştir. Haksız fiil sonucu çalışma gücü
kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Eldeki davada mahkemece maluliyete ilişkin rapor alınmamış davacı tarafça sunulan devlet hastanesinden alınan rapora dayanılarak hesaplama yapılmış ve hüküm kurulmuştur. O halde mahkemece yapılacak iş yukarıdaki açıklamalar ışığında davacının maluliyetinin usulune uygun biçimde tespit edildikten sonra, sonucuna göre bilirkişiden ek rapor almaktır.
3- Kabule göre de, davacı taraf, davalı Türkiye Sigorta Reasürans Şirketler Birliği’ne davaya konu kazayı yapan aracın trafik sigorta poliçesinin bulunmaması nedeniyle husumet yöneltmiş olup davalının, Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 14/1. maddesi uyarınca, başvuru ile birlikte temerrüde düştüğü ve davalının bu tarihten itibaren faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir.Bu madde hükmü dikkate alınarak temerrüdün hesaplanması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması da isabetli bulunmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile verilen hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 18.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.