Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/6581 E. 2015/10066 K. 01.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/6581
KARAR NO : 2015/10066
KARAR TARİHİ : 01.10.2015

MAHKEMESİ : Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 23/12/2014
NUMARASI : 2014/91-2014/796

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkiline ait belediye otobüsünün seyir halinde iken davalı kuruma ait rögar kapağına çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında seyir halinde olan diğer belediye otobüsünün hasarlandığını, kaza sebebiyle gelirden yoksun kaldıklarını, kazanın meydana gelmesinde davalı kurumun 6/8 oranında kusurlu olduğunu belirterek kusur oranına göre 12.098,02 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, husumet itirazları olduğunu ve kusurlarının bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; bozma ilamına uyularak iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 1.533,26 TL gelir yoksunluk zararının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, bozmadan önce araç hasarı için hükmedilen 8.468,61 TL hakkında karar kesinleştiğinden yeniden hesap yapılması gerekmediğine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz etmiştir.
Mahkemece bozma ilamından önce verilen ilk kararda araç hasarı ve gelir yoksunluğu yönünden hüküm kurulmuş olup bozma ilamıyla sadece gelir yoksunluğu yönünden karar bozulmuştur. Araç hasarı yönünden verilen hüküm ise Daire tarafından bozulmayarak kesinleşmiştir. Mahkemece daha sonra bozma ilamına uyulmuş ve gelir yoksunluğu yönünden karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2014 tarihinden itibaren 1.890,00 TL’ye çıkarılmıştır.
Temyize konu kararda davanın kısmen kabulüyle gelir yoksunluğu yönünden davacı lehine 1.533,26 TL’ye hükmedilmiştir. Davacı tarafında ise 2.706,94 TL gelir yoksunluğu olduğu idda edilmiştir. Karara karşı davacı vekili ve davalı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
Temyize konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden, verilen karar kabul ve red edilen miktar itibariyle her iki taraf yönünden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davacı vekili ve davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekili ve davalı vekilinin temyiz dilekçesinin hükmün taraflar yönünden kesin olması nedeniyle REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine, 01.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.