Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/6413 E. 2018/63 K. 15.01.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/6413
KARAR NO : 2018/63
KARAR TARİHİ : 15.01.2018

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen 29.04.2014 tarih, 2014/3153 sayılı karara karşı yapılan itiraz üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 12.01.2015 tarih, 2015/8 sayılı itirazın kabulü ve başvurunun kısmen kabulüne dair kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin 2003 yılından itibaren özel sağlık sigortası yaptırdığını, davalı … şirketi nezdinde 29.04.2013–29.04.2014 tarihlerini kapsayan limitsiz sağlık sigorta poliçesi bulunduğunu belirterek, ameliyatı nedeni ile ödemek durumunda kaldığı üç adet fatura bedeli toplamı 72.708,00 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı … şirketi vekili, poliçe başlangıç tarihi öncesi beyan edilmemiş mevcut hastalık tespit edildiği ve beyan yükümlülüğüne aykırı hareket edildiği gerekçesi ile poliçenin iptal edildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia, savunma, toplanan kanıtlara göre, Allianz Sigorta AŞ’nin, kendisine gönderilen belgeler doğrultusunda sözleşme kurulumu ve sonrasında poliçe düzenleme yoluna gittiği, sigortalının boy/kilo oranı nedeni ile ek prim uygulaması yaptığı, sigortalının da poliçeyi bu şekliyle kabul ettiği, sigortalının var olan olumsuz sağlık bilgilerine vakıf olunması halinde sözleşmenin bu haliyle düzenlenmesinin mümkün olamayacağı ve davalı … şirketinin, Türk Ticaret Kanunu’nda ve Sağlık Sigortası Genel Şartları’nda yer alan maddelere uygun şekilde hareket ettiği sonucuna varıldığından başvurunun reddine karar verilmiş, davacı vekilinin karara itirazı üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince, başvuru formunun sigortalı tarafından doldurulduğu
ve sağlık beyanına ilişkin bilgilere yer verildiği, boy/kilo dengesi hariç şirkete intikal eden belgelerden sigortalı adayının sağlık beyanlarında bir sıkıntı olmadığı ancak, poliçe tanzimi aşamasında söz konusu hususların acente tarafından dikkate alınmadığının anlaşıldığı, sonuçta hem sigorta şirketinin, hem sigortalının, hem de acentenin olayda kusurlu olduğu, davalı … şirketinin, gözardı edilmeyecek hastalıkları olan sigortalı adayının bu hastalıkları yok saymasının mümkün olamayacağından, mevcut hastalıkları tamamen teminat dışı bırakıldığına ilişkin poliçede bir ifadeye rastlanmamakla ve sigortalının uzun süredir sağlık sigortası kapsamında devam etmiş olması, bu dönem sağlık sorunlarının sisteme yansımış olması, sigortalının sağlık geçmişini saklama kastının bulunmadığı sonucuna ulaşılmış olmakla, söz konusu hastalıkların sürprim alınarak-proporsiyon uygulayarak sonuca gidilmesi gerektiği gerekçesi ile başvurunun kısmen kabulü ile 27.414,49 TL fatura bedelinin fatura tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı … şirketinden tahsiline karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, sağlık sigortasından kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir.
Mahkemece yapılan araştırma inceleme hüküm vermeye yetkili değildir.
Dosya kapsamına göre, davacının, davalı nezdinde 29.04.2013 tarihinde limitsiz sağlık sigortası yaptırdığı, bu poliçenin daha önceki yıllarda davacının özel sağlık sigortası işlemlerine aracılık eden ve davalının da acentesi olan Yibitaş Sigorta Aracılık Hizmetleri AŞ aracılığı ile yapıldığı, davacının rahatsızlanması üzerine 02.10.2013 tarihinde koroner arter by-pass greft x 3 ameliyatı olduğu, davalı … şirketinden yatış onayı için ret cevabı alındığı, davalının 11 Ekim 2013 tarihli ihtarname ile davacının 20.07.2005 tarihinde koroner anjiyo olduğu, 20.01.2008 tarihindeki muayenesinde ise hipertansiyon ve şeker hastalığı tanıları olduğu bilgilerinin tespit edildiği, bu bilgilerin kendilerine bildirilmediği gerekçesi ile, TTK ve poliçe özel şartlarının beyan yükümlülüğü maddeleri gereği poliçenin iptal edildiği, davacı vekili tarafından 12.02.2014 tarihli ihtarname ile müvekkili tarafından hiçbir rahatsızlığının ve ilaç tedavisinin gizlenmediği belirtilerek 68.856,00 TL ameliyat ve hastane ücretinin ödenmesini talep ettiği, sonrasında davacının kontrol-tedavi amaçlı kısa süreli hastane yatışı nedeniyle 2.852,00 TL daha ücret ödendiği anlaşılmaktadır.
Sigorta sözleşmesi kurulurken sigortalıya yüklenen doğru bilgi verme (ihbar) yükümlülüğünü düzenleyen 6762 sayılı TTK’nın 1290. maddesi (6102 sayılı TTK 1435,1439 ve 1440. maddeler) her ne kadar mal sigortalarına ilişkin bulunmakta ise de, Yargıtay’ın yerleşik kararları ile hayat sigortalarında da uygulanmaktadır. Hatta anılan bu düzenleme, Hayat Sigortası Genel Şartlarının C-2.2. maddesi ile sözleşme hükmü halini almıştır.
Gerek TTK’nın 1290. maddesi (6102 sayılı TTK 1435,1439 ve 1440. maddeler) ve gerekse Hayat Sigortası Genel Şartlarının C-2.2. maddesi düzenlemesine göre sigorta şirketinin sorusu üzerine veya herhangi bir soru sorulmadan (dolayısı ile buna ilişkin bir form doldurulmadan) sigortalı, sözleşmesinin yapılması sırasında kendisinin bildiği ve sigortacının sözleşmeyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapmasını gerektirecek bütün halleri sigortacıya bildirmekle yükümlü olup, formun doldurulmamış olması sigortalının sağlığına ilişkin konularda sigortacıya bildirimde bulunma yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Şayet sigortalı tarafından var olan hastalık kasten bildirilmemiş ise sigortacının sözleşmeden cayma hakkı sözkonusudur.
Somut olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlık, poliçenin düzenlenmesi sırasında sigortalının 20.07.2005 tarihinde koroner anjiyo olduğunu ve hipertansiyon ve şeker hastalıklarını kasten gizleyip gizlemediği, dolayısı ile ihbar yükümlülüğüne aykırı davranıp davranmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacı, 22.03.2013 tarihinde davalı sigortaya başvuru için beyan formu doldurmadığını, daha öncesinde dava dışı Güneş Sigorta AŞ için 21.02.2011 tarihinde doldurduğu beyan formu üzerinde kopyala-yapıştır yöntemi ile oynama yapılmak suretiyle ve kalp-damar hastalıkları ile ilgili kısımda kazıntı ve silinti yapılarak, yalnızca tarihler değiştirilerek bu beyan formunun davalı … şirketine verilmiş beyan formu gibi gösterilmeye çalışıldığını iddia etmekte, dava dilekçesi ekinde fotokopisi sunulan ve aracı acentadan temin edildiği belirtilen “Allianz Grup Sağlık Sigortası Başvuru Formu”nun 2. sayfasında ise, hipertansiyon ve diabet hastalıkları kutucuklarının evet olarak işaretlendiği görülmektedir. Davalı tarafından dosyaya başvuru formu sunulmadığı, bu halde koroner anjiyo dışında hipertansiyon ve şeker hastalığının da bildirilmediği
gerekçesi ile sözleşmenin iptal edildiği hususunun açıklık kazanmadığı, yine davacının acentadan temin edilen ön bilgi ve bilgilendirme formlarını doldurmadığı ve bu belgeler altındaki imzaların kendisine ait olmadığı iddiaları karşısında, davalı … şirketinden eksik olan tüm belge asıllarının temini ile gerektiğinde bu belgeler üzerinde konusunda uzman bilirkişilerce inceleme yapılmak ve davacı iddiaları karşılanmak suretiyle, sigortalı davacının var olan hastalıklarını bildirip bildirmediği hususu tespit edilerek buna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetli olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 15.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.