Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/6330 E. 2018/5 K. 15.01.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/6330
KARAR NO : 2018/5
KARAR TARİHİ : 15.01.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; 22/06/2013 tarihinde …’nın eşi, …. ve …’nın babaları, Ehsan ve …’nın oğulları ….’nın sürücüsü olduğu araç ile asıl dava davalısının maliki, birleşen dava davalılarının sürücüsü ve uzun süreli kiralayanı olarak işleteni olduğu aracın karıştığı kazada ….’nın vefat ettiğini, söz konusu kazanın oluşumunda davacılar murisinin kusuru bulunmadığını belirterek eş … için 70.000,00-TL ve diğer davacılar için 40.000,00-TL’şer olmak üzere toplam 270.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili; davalının aracın maliki olduğunu, fakat işleteni olmadığını, bu nedenle davanın husumetten reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili; haksız ve mesnetsiz olarak fahiş miktarda açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …; davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, asıl davanın pasif husumet yokluğundan reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile davacıların davasının kısmen kabulü ile davacılar … için 40.000,00 TL, … ve … için ayrı ayrı 25.000,00 TL, … ve … için ayrı ayrı 10.000,00 TL olmak üzere toplam 135.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına ve özellikle manevi tazminatın takdirinde TBK’nun 56 (eski BK 47) maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
a-Davacılar vekili, dava dilekçesinde olay tarihinden itibaren ticari temerrüt (avans) faiz istemi olduğunu belirtmiştir. Kazaya neden olan davalıların işleteni ve sürücüsü oldukları aracın, ticari kullanım niteliğinde çekici olup ticari niteliği bulunduğu anlaşılmakla; uygulanabilecek faiz türü avans faizi olmalıdır. Bu nedenle mahkemece, hükmedilen tazminata avans faizi işletilmesine karar verilmesi gerekirken yasal faiz işletilmesine karar verilmesi doğru değil bozma nedeni ise de;
b-Davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine; reddedilen her bir dava yönünden de davalı
lehine ayrı ayrı vekalet ücreti taktir edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle mahkemece, davacılar lehine hükmedilen tazminat miktarları üzerinden ayrı ayrı nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, toplam miktar üzerinden vekalet ücreti takdir edilmesi doğru değil, bozma sebebi ise de;
c-Yargılama sonucunda kısmen haklılık durumu ortaya çıktığında ve kısmen kabul-kısmen red şeklinde hüküm kurulduğunda, harçlar yargılama giderleri gibi haklı çıkma oranında taraflar arasında paylaştırılamayacaktır. Zira, davanın reddi dışında harç daima davalıya yükletileceğinden, diğer giderler gibi kazanılan, kaybedilen miktara göre tekrar bölüştürme yapmak mümkün olmayacaktır. Bu nedenle yargılama giderlerinde kabul ve red durumuna göre oranlama yapılırken harçlar oranlamaya tabi olmadığından harcın yargılama giderlerine katılarak oranlanması hatalı olup bozma sebebi ise de; bu konulardaki yanılgıların giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 sayılı HMK.’nun geçici 3. maddesi delaletiyle mülga 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2-a) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının birleşen dosyaya ilişkin hükmünün 1.bendindeki “yasal faizi” ibaresinin “avans faizi” şeklinde değiştirilmesine; (2-b) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının birleşen dosyaya ilişkin hükmünün 4.bendindeki “13.200,00 TL” ibaresinin “16.700,00 TL” şeklinde değiştirilmesine; (2-c) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının birleşen dosyaya ilişkin hükmünün 3.bendinin “Yargılama sırasında davacılar tarafından yapılan 23,80 TL müzekkere gideri ve 375,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 398,80 TL yargılama giderinin davanın kabul-red miktarı nazara alınarak 199,40 TL’si yargılama gideri ve 922,20 TL’si peşin harç olmak üzere 1.121,60 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, bakiye 199,40 TL yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına” şeklinde değiştirilmelerine ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 15/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.