Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/6290 E. 2015/10620 K. 14.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/6290
KARAR NO : 2015/10620
KARAR TARİHİ : 14.10.2015

Davacı İ.. B.. ve diğerleri ile davalılar Ö.. D.. ve diğerleri arasındaki dava hakkında Adana 1.Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 27.12.2012 gün ve 2008/551 Esas-2012/758 Karar sayılı hükmün, Dairemizin 09.12.2014 gün ve 2013/11840-2014/18048 sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiş olup, süresi içinde davacı İ.. B.. vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R –
Davacı vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu çekicinin davacılar İlknur ve B. N.r’un babası Bayram idaresinde bulunan araca çarptığını, kazada davacıların babası Bayram ve annesi Yasemin’in vefat ettiğini, davacılar Muharrem ve Hanife’nin Yasemin’in anne ve babası olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere B. N. için babasının vefatı nedeniyle 29.000,00-TL maddi, 15.000,00-TL manevi, annesinin vefatı nedeniyle 1.000,00-TL maddi, 15.000,00-TL manevi, Muharrem ve Hanife için ayrı ayrı kızlarının ölümü nedeniyle 15.000,00-TL damatlarının ölümü nedeniyle 5.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davacı İ.. B.. vekili, davacıya annesinin vefatı nedeniyle 10.000,00-TL maddi, 15.000,00-TL manevi, babasının vefatı nedeniyle 20.000,00-TL maddi, 15.000,00-TL manevi, kendisi için 30.000,00-TL maddi, 30.000,00-TL. manevi, kardeşinin yaralanması nedeniyle 10.000,00TL manevi tazminat istediklerini belirtmiştir.
Davalılar vekili, kusur oranını ve talep edilen tazminatı kabul etmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacıların aktüerya raporu ile belirlenen destekten yoksun kalma tazminatından davalıların zorunlu mali sorumluluk sigortası tarafından ödenen miktar mahsup edildiği ve davacıların karşılanmayan zararı kalmadığı gerekçesi ile maddi tazminat talebinin reddine, davacı İlknur için 7.500,00-TL, B. N. için 7.500,00-TL, Muharrem için 5.000,00-TL Hanife için 5.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili ve davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizin 09.12.2014 gün ve 2013/11840 Esas-2014/18048 Karar sayılı ilamı ile davacı İ.. B.. vekili temyize cevap dilekçesinde hükme ilişkin itirazlarını da ileri sürmüş ise de, davalıların temyiz dilekçesi davacı vekiline 03.05.2013 tarihinde tebliğ edilmiş olup, temyiz dilekçesine cevap ve temyiz itirazlarını içeren dilekçe 6100 sayılı HMK.nin geçici 3. maddesinin 2. fıkrası delaletiyle 1086 sayılı HUMK.nin 433/II.maddesi gereğince temyize cevap süresi olan 10 günlük süre geçirildikten sonra 14.5.2013 tarihinde verildiği ve harcı yatırıldığı gerekçesiyle davacı İ.. B.. vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine karar verilmiştir.
1-UYAP sistemi kayıtlarının tetkikinden davacı İ.. B.. vekilinin temyiz dilekçesini 13.05.2013 (havale)tarihinde UYAP sisteminde oluşturulduğu, ancak fiziki evrakın 14.05.2015 tarihinde temyiz defterine kaydedilerek temyiz harcının yatırıldığı tespit edilmiştir.
Davacı vekilinin temyiz dilekçesi UYAP sisteminde oluşturduğu sırada yürürlükte bulunan ve HMK.nin Yönetmelik m.48/8. bendine göre “…Kanun yolu başvurusu, dilekçenin sisteme kaydedildiği tarihte yapılmış sayılır…”
Hükmü gereğince davacı İ.. B.. vekilinin, temyiz dilekçesini süresinde verdiğinin kabulü ile temyiz isteminin reddine ilişkin Dairemiz ilamının (1)numaralı bent hükmünün kaldırılarak temyiz itirazlarının incelenmesi gerekmiştir.
2-Mahkemece kazaya neden olan sürücülerin kusur oranlarının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu’ndan alınan 20.1.2010 tarihli raporda davalı sürücünün gece vakti üç şeritli yolda orta şeridi kullanım hakkı karşı yönden gelen araçlara ait olduğu halde idaresinde bulunan kamyon ile orta şeritten seyretmesi nedeniyle %60 oranında kusurlu olduğu, davacılar desteğinin ise farları yanmayan araçla trafiğe çıkmış olması nedeniyle %30 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş, taraf vekillerinin itirazı üzerine Karayolları Genel Müdürlüğünden alınan 4.6.2010 tarihli raporda ise davacılar desteğinin farları yanmayan araçla trafiğe çıkması nedeniyle %75 oranında, davalı sürücünün ise yolu kullanma hakkının diğer araca ait olduğundan seyrederken azami dikkat göstererek farları yanmayan aracı zamanında
fark etmediğinden %25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan aktüerya raporunda davalının %25 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek yapılan hesaplama sonunda davacıların zararının sigorta şirketi tarafından ödendiği belirtilmiş, mahkeme gerekçeli kararında davalının %60 oranında kusurlu olduğunu belirterek davacıların zararının zorunlu mali sorumluluk sigortası tarafından karşılandığı gerekçesi ile maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiş ise de kusur oranları arasındaki çelişki giderilmeden ve itibar edilmediği belirtilen kusur oranına göre yapılan hesaplamaya göre karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir.
Dava konusu kaza nedeniyle Tarsus Ağır Ceza mahkemesinin 2006/140 E-295K. Sayılı dosyasında sanık Ö.. D..’nun karşı yönden gelen araçlara ait orta şeritten seyrederek kazaya asli kusuru ile neden olduğu kabul edilerek mahkûmiyetine karar verilmiş, karar Yargıtay tarafından onanarak kesinleşmiştir. Mahkemece ceza mahkemesi tarafından belirlenen maddi olgularda dikkate alınarak öncelikle sürücülerin kusur oranlarının belirlenmesi için alınan bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi trafik kusur oranlarının belirlenmesi konusunda uzman bilirkişilerden seçilecek bilirkişi heyetinden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
3-Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Dava konusu olayda davalı idaresinde bulunan aracın davacı B. N. B.’nın babası B. B. idaresinde bulunan araca çarpması sonucu baba B. B.ve araçta yolcu olarak bulunan anne Y. B. vefat etmiştir. Davacılar M. B. ve H.B.müteveffa Yasemin’in anne ve babasıdır. Davacılar vekili dava dilekçesinde davacılar için B. B. ve Y. B.’nın ölümü nedeniyle ayrı ayrı manevi tazminat talep ettiği halde mahkemece her davacı için tek manevi tazminata hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir.
4-Bozma nedenine göre diğer temyiz itirazları yönünden inceleme yapılamıştır.
SONUÇ: Davacı İ.. B.. vekilinin, yukarıda açıklanan (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 09.12.2014 gün ve 2013/11840 Esas-2014/11048 Karar sayılı ilamının (1) numaralı bendinin kaldırılmasına, (2 ve 3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, tashihi karar harcın karar düzeltme isteyene geri verilmesine 14.10.2015 günü oybirliğiyle karar verildi.