Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/5491 E. 2015/12855 K. 26.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5491
KARAR NO : 2015/12855
KARAR TARİHİ : 26.11.2015

MAHKEMESİ : …… Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne birleştirilen davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili özetle davalı sigorta şirketinine kasko poliçesi ile sigortalı olan ……..plakalı aracın seyir halinde tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası geçirdiğini, ve hasar gördüğünü müvekkiline herhangi bir ödemede yapılmadığını, hasar bedeli olan 21.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili özetle aracın kiralandığını, araçla ilgili düzenlenen poliçenin kiralık araçlara yönelik olmadığını, kiralanma sırasında kazanın meydana gelmesi nedeniyle sigorta şirketlerinin sorumlu olmayacağını savunduğu görülmüştür.
Birleştirilen dosyada davacı araçta meydana gelen 4.500 TL değer kaybınının davalıdan tahsilini talep etmiş mahkemece birleştirme kararı verilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda asıl dava yönünden kısmen kabulüne 15.395,98 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleştirilen dava yönünden 4.500 TL’nin dava tarihi olan 13/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek şekilde yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair karar verilmiş ve hüküm süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kasko-ihtiyari mali mesuliyet sigortasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
1-Asıl dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı, kasko-ihtiyari mali musuliyet sigorta şirketidir. Sigorta şirketinin yaptırdığı ve delil olarak dayandığı hasar dosyası içeriğine göre davacı araç kiralama işi yapmaktadır. Mahkeme de gerekçeli kararında sigorta poliçesinde dava konusu aracın kiralanmayacağına ilişkin herhangi bir ibarenin olmadığı gibi kiralanması halinde sigorta poliçesinin uygulanmayacağına ilişkin herhangi bir şart bulunmadığından tazminata hükmetmiştir. Tazminata hükmedilmesi doğru ise de sigortalı, aracını sigorta ettirirken özel araç olarak sigortalatmış fakat kiralık araç olduğunu beyan etmemiştir. Kasko Sigortası Genel Şartlarında özel aracın, sigortacının bilgisi dışında ticari olarak kullanması teminat dışı bir hal olarak düzenlenmemiştir. Bu maddenin amacı sigorta primini yükseltmeyi amaçlamaktadır. Gerçekten de TTK 1290-1291. (yeni TTK 1435-1436 vd.) maddeleri Kasko Sigortası Genel Şartlarının C.3 maddesinin ilk fıkrasında sözleşme yapılmasından sonra aracın poliçede belirtilen kullanış tarzının sigortacının muvafakatı alınmadan değiştirilmesi halinde sigortacıya sözleşmeyi fesih hakkı tanınmış, aynı genel şartların 3.3 maddesinde ise sigortacının sözleşmeyi daha ağır şartlarda yapmasını gerektiren hallerde fesihten önce riziko gerçekleşmiş ise sigortacının tazminatı tahakkuk ettirilen prim ile tahakkuk ettirilmesi gereken prim arasındaki orana göre (proporsiyon) ödeneceği hükme bağlanmış bulunmaktadır. Somut olayda TTK 1290 maddesi gereği sigortalının kastı da (kötüniyet) bulunmadığına göre özel araç olarak ödenen pirim ile rant a car aracı olarak ödenmesi gereken pirim oranına göre proporsiyon hesabı yaptırılarak tazminat miktarının belirlenmesi için bilirkişiden ek rapor alınması gerekmektedir. Yazılı olan miktarda tazminata hükmedilmesi isabetli olmamıştır.
3-Birleştirilen dava yönünden davacı, birleştirilen davanın davalısına ihtiyari mali mesuliyet sigorta sıfatıyla davayı yönetmiştir. İhtiyari mali mesuliyet sigortası, üçüncü kişilerin zararını karşılayan zorunlu trafik sigortasınca, limit bakımından karşılanmayan zararı karşılamak üzere yapılan bir sigorta türüdür. Davacı üçüncü kişi olmadığından ve poliçede değer kaybı teminat kapsamına alınmamış olduğundan, değer kaybını ihtiyari mali mesuliyet sigortacısı olan davalı sigorta şirketinden talep edemez. Bu nedenle birleştirilen davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 ve 3 nolu bendlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile verilen hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 26/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.