Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/5424 E. 2015/11519 K. 03.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5424
KARAR NO : 2015/11519
KARAR TARİHİ : 03.11.2015

MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 30/12/2014
NUMARASI : 2014/241-2014/712

Taraflar arasındaki maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili; müvekkilinin davalının trafik sigortacısı olduğu aracın çarpması nedeniyle yaralandığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak şartıyla geçici ve kalıcı işgöremezlik nedeniyle 10.000 TL maddi tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 23.10.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile talep sonucunu 13.977,99 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün %50 nispetinde kusurlu olduğu ve davacının daimi çalışma gücünü %3,3 oranında kaybettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 6.989 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan, Dairemizin 25.12.2013 tarihli, 2013/1895 Esas, 2013/18349 Karar sayılı bozma ilamında; “… mahkemece, kazanın oluşumunda davalı sürücünün %50 nispetinde kusurlu olduğu belirtilerek bu oran üzerinden tazminat takdiri yoluna gidilmişse de, hükme esas alınan ve teknik açıdan yeterli inceleme yapılmayan 02.10.2012 tarihli bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı, aynı kaza nedeniyle Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/97 esas sayılı dosyasında alınan 14.02.2013 ve 22.04.2013 günlü bilirkişi raporlarında kazanın oluşumunda davalıya sigortalı
araç sürücüsünün %80 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, eldeki davada mahkemece kabul edilen kusur miktarı ile çelişki meydana geldiği, Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2008/380-2009/32 E-K sayılı dosyasında, davalıya sigortalı araç sürücüsü hakkında bilinçli taksirle bir kişinin ölümüne, bir kişinin de yaralanmasına neden olduğu gerekçesiyle mahkumiyet kararı verildiği ve kararın onanmakla kesinleştiğinin anlaşıldığı, ceza dosyası ile Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasının celbedilerek; kusur miktarının tespitine yönelik alınan bilirkişi raporları, taraf vekillerinin itirazları ve dosya kapsamındaki diğer kanıtlar dikkate alınarak, Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi kurulundan alınacak rapor ile bahsi geçen bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi suretiyle kazanın oluşumunda tarafların kusur miktarının tespit edilmesinden sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi” gereğine işaret edilmiştir.
Mahkemece, Yargıtay bozma ilamına uyularak, yapılan yargılama sonunda; kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün %50 nispetinde kusurlu olduğu ve davacının daimi çalışma gücünü %3,3 oranında kaybettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 6.989 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içeriğine ve bozma ile kesinleşen hususlara ilişkin yeniden inceleme yapılamayacağına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Dava konusu kaza ile ilgili Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2008/380-2009/32 sayılı dosyasında, davalıya sigortalı araç sürücüsü S.S. hakkında görülen davada şahsın bilinçli taksirle bir kişinin ölümüne, bir kişinin de yaralanmasına neden olduğu gerekçesiyle cezalandırılması cihetine gidildiği ve kararın onanmakla kesinleştiği; Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/97-2014/82 sayılı dosyasında alınan 14.02.2013 ve 22.04.2013 günlü bilirkişi raporlarında kazanın oluşumunda davalıya sigortalı araç sürücüsünün %80 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği; yine aynı kazada hayatını kaybeden Yaşar’ın mirasçıları tarafından davalı sigorta şirketinin yanı sıra davalı aracın işleten ve
sürücüsü aleyhine açılan Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/372-2012/67 sayılı dosyasında davanın kısmen kabulüne dair kararın da Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından onanmakla kesinleştiği sabittir.
Somut olayda, mahkemece bozma ilamına uyulmuşsa da, bozma gereğince alınan 24.10.2014 tarihli bilirkişi raporunda, yukarıda bahsedilen ceza ve hukuk dosyalarındaki raporların irdelenerek tartışılmadığı, alkollü olarak araç kullanması nedeniyle bilinçli taksirden dolayı cezalandırılmasına karar verilen sürücü ile davacı yayaya hangi gerekçeyle eşit oranda kusur verildiğinin açıklanmadığı, bu nedenle bozmadan sonra alınan bilirkişi heyet raporunun bozma kararında işaret edilen hususlarda hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, söz konusu ceza ve hukuk dosyalarındaki raporların, taraf vekillerinin itirazları ve dosya kapsamındaki diğer kanıtlar dikkate alınarak tartışılıp, çelişkinin giderilmesi suretiyle kazanın oluşumunda tarafların kusur miktarının tespitine yönelik 24.10.2014 tarihli raporu düzenleyen bilirkişi kurulundan alınacak ek rapora göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 03.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.