Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/5374 E. 2015/12865 K. 26.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5374
KARAR NO : 2015/12865
KARAR TARİHİ : 26.11.2015

MAHKEMESİ : …. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın yargı yolu dava şartı yokluğundan reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı ……… plakalı aracın seyir halinde iken aracın alt kısmı asfalt çalışması nedeniyle yoldan yüksek bırakılmış logar kapağına çarpması sonucu hasar görmesi nedeniyle sigortalısına tazminat ödediğini beyanla, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 14.025,00 TL’nin 03.11.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, kazanın meydana gelişinde idarenin kusurlu bulunmadığını, kazanın meydana geldiği mahelde çalışma yapan yüklenici firmanın sorumlu olduğunu belirterek öncelikle davanın görev yönünden reddini, aksi halde davanın yüklenici şirkete ihbarı ile esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın yargı yolu dava şartı yokluğu nedeniyle reddine dair karar verilmiş ve hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, kasko sigorta sözleşmesine ve halefiyete dayanılarak açılan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Davaya konu olayda, araç trafiğine mahsus yolda gerekli düzenlemelerin yapılmamış olması nedeniyle kazanın meydana geldiği iddiası ile davalı aleyhine husumet yöneltilmiştir.
Görev konusu, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınması zorunludur.
Belediyelerin de içerisinde bulunduğu kamu tüzel kişileri, kamu hizmeti görmekle yükümlü bulunmaları nedeniyle kamu hizmetleri sırasında verdikleri iddia olunan zararlardan dolayı oluşan sorumlulukları özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Kamu tüzel kişilerinin, yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04.11.2015 tarih ve 2015/17-731, 2015/2366 K. (ve 5 adet emsal dosya) sayılı kararı ile de; “davalının hizmet kusuruna dayalı zararın tazmini için açılan eldeki davanın bir tam yargı davası olması nedeniyle davada idari yargı mercileri görevli olduğundan yerel mahkemece dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine karar verilmesi gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” denilmek suretiyle hizmet kusuruna dayanılarak açılan davalarda idari yargının görevli olduğu belirtilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 2,50 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 26/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.