YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5226
KARAR NO : 2015/12699
KARAR TARİHİ : 25.11.2015
MAHKEMESİ : İstanbul(Kapatılan) 50. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 17/07/2014
NUMARASI : 2013/244-2014/284
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R –
Davacı vekili, davalı M.’nın sürücüsü ve işleteni olduğu, davalı sigorta şirketine zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı araç ile davacının işleteni dava dışı A. Ö.’ın sürücüsü olduğu aracın çarpışması sonucunda meydana gelen kazada davacı müvekkilin aracının hasar gördüğünü, kazada davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu, kaza tepit tutanağını kabul etmediğini,aracında 6.531,00 TL tutarında hasar oluştuğunu, davalı sigorta şirketine davadan önce başvurduklarını ancak ödeme yapmadığını belirterek 6.531,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, davanın reddini savunmuştur.
Davalı M.. K.., davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulüne, araçtaki toplam 6.531,30 TL hasarın davalının %40 kusuru oranına tekabül eden 2.651,52 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasarına ilişkin tazminat istemine ilişkindir.
11.08.2013 tarihli resmi görevliler tarafından tutulan kaza tespit tutanağında,” Her iki araç sürücünün beyanına göre, ana yolda düz seyreden sürücü M. idaresindeki araca plakası tespit edilmeyen aracın sol yandan çarptığı, çarpmanın etkisiyle sağa savrulan ve hızlı olan sürücü M. idaresindeki aracın D-100 çevre yolundan katılım sağlayan A. Ö.’ın aracına sağ yandan çarptığı, sürücüler M.. K.. ve A. Ö.’ın kusursuz olduğu “ belirtilmiştir. Davacı vekili, müvekkilinin işleteni olduğu araç sürücüsü A. Ö.ın kaza tespit tutanağında belitildiğinin aksine böyle bir beyanda bulunmadığını, kazanın davalı sürücü M.’nın makas atarak, aşırı hızla seyretmesinden kaynaklandığını, davalı sürücünün önce sol yandan orta refüje çarptığını ondan sonra kendi aracının sağ yanı ile çevre yolundan ana yola katılım sağlayan davacı müvekkilin aracına çarptığını ileri sürmüş; yargılama sırasında dinlenen davacı tanığı E.. E.. ise 08.05.2014 tarihli beyanında davacıya ait aracın arkasında seyretiğini, kazayı gördüğünde 70-80 metre fren izi olduğunu, davalı M.. K..’a kazanın nasıl olduğunu sorduğunda ona polis kimliğini gösterdiğini, bu kişiye alkol testi yapılmadığını, davalının aracına çapıp kaçan başka bir aracı görmediğini, davalının aracının her iki tarafında göçükler bulunduğunu” beyan etmiştir.Bu halde kaza tespit tutanağı ile dosya kapsamındaki kazanın oluş şekli ve kusur durumu arasında mübayenet oluşmuştur. Mahkemece kazanın oluşumda plakası tespit edilmeyen araç sürücüsünün varlığı husundaki çelişki giderilmeden, 20.06.2014 tarihli kusur raporuna göre yazılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu halde, Mahkemece, kaza tespit tutanağını tanzim eden zabıt mümzileri tanık sıfatıyla dinlenmeli, kazanın meydana gelmesinde plakası tespit edilmeyen bir aracın mevcudiyeti, rolü olup olmadığı ve buna göre tarafların kusur durumu tereddüte ver vermeyecek şekilde belirlenmeli, tüm bunlar değerlendirildikten sonra sonucuna göre karar verilmelidir.Gerekli araştırma yapılmadan, bu husustaki çelişki giderilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 25.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.